Haksız Oyun – Burcu Özcan

Haksız Oyun*

“Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,

Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.

Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,

Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,

Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,

O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,

Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,

Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,

Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın”

 

Bu dizelerin sahibi; kimine göre hiç yaşamamış, kimine göre aslında Marlow, kimine göre bir dahi kimine göre ise bir hırsızdır.

Hakkında bu kadar belirsiz bilgilere sahip olma nedenimiz; Shakespeare sonrası gelen gerici yönetimin tüm kaynakları, gelecek nesillere kalmayacak hale getirip yok etmesidir. Gerçek her ne olursa olsun, yukarıda yer alan dizelerin kıymeti yadsınamaz.

William Shakespeare (1564-1616), zamana ve mekâna sığdırılamayacak, en önemli ve en büyük oyum yazarıdır. 1590-1612 yılları arasında yazdığı otuz sekiz tane oyun bulunmaktadır. Bazı oyunlarının Bazı bölümleri başkaları tarafından tamamlanmıştır.

Benim için, bir oyuncu olarak, onun dehasına hayran olmamak mümkün değil. Oyunlarını her okuduğumda, bunu ancak bir oyuncu yazabilir diyorum. O sadece bir yazar ve şair değildir, bir kumpanya içinde, o tiyatronun her şeyiyle ilgilenen, aynı zamanda oyunculuk da yapan tam bir sanat insanıdır. Her şeyi deneyimleyerek öğrenmiş olması onu fazlasıyla farklı kılmıştır.

Kendisi çağında birlikte yükselmiş ve tiyatronun altın dönemine imzasını atmıştır. O tiyatroyu bir moda haline getirmiştir. Onun ardından birçok sözde yazar ve oyuncu türemiştir fakat hepsi bir noktada tıkanmıştır. Çünkü sanat taklit değil, özgünlük, zekâ ve yaratıcılık ister.

Shakespeare’in moda yaptığı tiyatrodan önce insanlar, ayı ve köpeklerin boğuşmalarını seyrederek vakit geçiriyorlardı, oysa o insanlara yeni bir soluk getirmiş oldu.  Elbette savaşa, kana ilgi gösteren halkın istekleri doğrultusunda eserler sunmuştur. Fakat bir yandan da “Halkın istediklerini bilmedikleri şeyleri sunuyorum” demiştir. O ve arkadaşları Elizabeth ‘e bağlı yerleşik bir tiyatro olan Globe‘u kurmuşlardır. Böylelikle gezici olan kumpanyaları bir asil tarafından korunup yerleşik hale gelmiştir.

Shakespeare’i Shakespeare yapan önemli şeylerden biri de insanları, insanlığın en çıplak gerçekleriyle yüzleştirmesidir. O zamanlar, henüz bir bilim olarak ortaya konmamış, psikolojiyi, sosyoloji gibi alanların eserlerinde yer alır, işlenir ve sorgulanır.

Oyunları, günümüzde, hala her okunuşunda, bambaşka fikirlere, yaratıcı bakış açılarına kapı açan sınırsız üretimler sunan yegâne kaynaklardandır.

Günümüzde de Shakespeare eserleri oldukça ilgi görmektedir. Shakespeare tercihi yapan tiyatroların seyirci sayısında da artışlar olmaktadır. Çünkü Shakespeare eserleri çok güçlü metinlerdir. İyi ve güçlü metinler hem oyuncuyu hem seyirciyi doyurur ve tabii başarıya götürür. Onun güçlü eserlerinde, herkes kendi insanlığından, yaşamından izler bulur.

Belki de onun kaleminin en büyük sırrı, onun dehasının en büyük göstergesi ve ölümünün 400. Yılında konuşulmasının, yazılmasının nedeni; onun zekâsının ve eserlerinin, zamana-mekâna sığmayan ölümsüzlüğü ve öngörüsüdür.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi100

Bunu paylaş: