Dirimbilim Günlüğü: Camargue, Karanergis, Amanita, Berardius

Yaz sonu 2019

Yente Yaylası, Uzungöl, Trabzon

Fotoğraf: Yasin Gündoğan
Bir tür salep. Fotoğraf: Yasin Gündoğan
Bir tür orman gülü. Fotoğraf: Yasin Gündoğan

4 Eylül 2019

Apollon Tapınağı, Didim

“Oha bu ne böyle ya?!

Ne biçim kertenkele?

Yok bu kertenkele olamaz ya, kocaman bişi!

Fotoğrafını çeksene!

Vay canına Pınar, Apollon tapınağı gezimizde en ilgini çeken şey iguana oldu.”

Dikenli Keler. Fotoğraf: Armağan Çelik

Pınar Kumandaş

Editörün notu: Ülkemizde iguana görülmüyor ama kelerlerle ilk kez karşılaşan pek çok kişinin aklına doğallıkla onlar geliyor çünkü hem birbirlerini çağrıştıran bir görünümleri var hem de “keler” kelimesine, bu türlere çoğumuz aşina değiliz. Günlüğümüz bu türlerin tanınmasına katkıda bulunursa ne mutlu bizlere.

7 Eylül 2019

Burhaniye

Ağaçların Jno’nun eliyle yeniden canlanarak bana deniz minaresi getirmelerini çok seviyorum.

Fotoğraf: Özgür Keşaplı Didrickson

Özgür Keşaplı Didrickson

8 Eylül 2019

Kaş

Fotoğraf: Taner Aksoy
Anemon. Fotoğraf: Taner Aksoy
Aslan Balığı. Fotoğraf: Taner Aksoy

Taner Aksoy

Editörün notu: Ülkemiz sularındaki yabancı ve istilacı türlerden olan zehirli aslan balığıyla ilgili ayrıntılı bilgi için;

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/913476/Akdeniz_de_zehirli__Aslan_Baligi__alarmi.html

9 Eylül 2019

Juneau, Alaska

Kahvaltı için meyve. Genç marmotlar (bir tür yer sincabı) üvez ağacının meyvelerinin keyfini çıkarıyor.

Berries for breakfast. Young marmots enjoying a meal of mountain ash berries.

Marmot (bir tür yer sincabı). Fotoğraf: Jos Bakker

Jos Bakker

11 Eylül 2019

Pärnu, Estonya

Bir ay kadar hazırlık yapıp pasaport almak, Schengen vizesi almak,uygun uçak bileti bulmak vs derken 10 Eylül’de İstanbul’dan yola çıkıp önce Letonya’nın başkenti Riga’ya geldim. Oradan 2 saatlik bir yolculuk ile Estonya’nun Pärnu şehrine geldim.

Kızım ve damadım bu şehirde çalışıyor ve yaşıyorlar. Baltık ülkeleri çok enteresan bir coğrafyaya sahip. Örneğin burası neredeyse düz ve en yüksek tepesi sadece 380 metre. Şehire gelince önce şunu farkettim. Her yerde parklar ve parklarda ormanlar var. Bu yorumu yapınca kızım “Parklar zaten vardı ama şehri parkın içine kurmuşlar”dedi.

Burada en bol meyve elma. Fazla gelenleri bahçe duvarlarına torba ile asıyorlar ki gelen geçen alıp yiyebilsin. Ayçiçekleri de baba kız gezerken bize “hoş geldin” dedi.

Fotoğraf: Miray Tuncel

Burada yaban ördekleri özgür yaşıyor.Ve kargalar her yerde. Buranın sokak kedileri gibiler. İnanılmaz sayıda sivrisinek var çünkü her yer göl,nehir ve sulak alan ancak sivrisinek mücadelesi için hiç bir şey yapmıyorlar. Kimyasal kullanmak doğa için iyi değilmiş. Bu kadar bol ve çeşitli ağaç var ama tek bir sincap göremedim.

Eren Tuncel

12 Eylül 2019

Camargue, Fransa

Fransa’nın güneyinde yer alan Camargue bölgesindeki Pont de Gau Ornitoloji Parkı’nı ziyaret edebildiğimiz ve diğer kuş türlerinin yanısıra yüzlerce, yüzlerce flamingo görebildiğimiz için çok şanslıyız. Flamingolar gerçekten çok özgün. Onların, yiyecek aramak için çamurun derinliklerini kazarak yüzlerini siyaha boyamalarını da içeren, ilginç, kimi zaman komik davranışlarının izleyebilmek bir ziyafetti.

We were lucky to be able to visit the Parc Orinthologique du Pont De Gau in the Camargue region of southern France and see hundreds and hundreds of flamingos, as well as many other birds. Flamingos are really unique and it was a real treat to be able to watch their interesting, and sometimes comical behavior which included digging deep into the mud for nourishment, resulting in black faces.

Flamingolar. Fotoğraf: Janine Reep

Sarılaşan pirinç tarlaları…Yellowing rice fields…

Pirinç tarlası. Fotoğraf: Janine Reep

Janine Reep

Burhaniye

Dün dostum Yeliz’in oğlu Demir’le çok güzel sohbet ettik telefonda. Yürüyüş sırasında konuştuğum için Demir’in ağzından dökülüveren tüm o şirin cümleleri not edemedim ( demek ki not defterinden uzaktayken sohbet etmemeliyim yeğenlerimle) ama “Alaçatı’da bahçede sıradan bir gün elime 15 tane birden top böceği toplandı” gibi bir cümleyle başlamıştı beni sersemleten o güzel sohbetimiz.

En azından iki gündür arıkuşlarının sesiyle gökyüzüne çeviriyoruz başımızı. Kimi zaman silüetlerini bile görmenin mümkün olmadığı kadar yüksekten uçsalar da mutlaka sesleriyle varlıklarını bildirerek göç etmeleri, “görüşmek üzere” demeleri gülümsetiyor insanı.

Rengarenk arıkuşlarının sesini bu videodan dinleyebilirsiniz;

Özgür Keşaplı Didrickson

15 Eylül 2019

Ankara

Bu da bu sabahın sürprizi oldu. Bahçede sabah sabah bana “günaydın” dedi. Bitkilerle konuştuğum doğrudur ama bazı insanlar gibi onlar da beni cevapsız bırakıyor ama hiç değilse çiçek açıyorlar.

Gül Nilhan

16 Eylül 2019

Gümeli Tabiat Alanı, Alaplı, Zonguldak

Porsuk ağacı (Taxus baccata) gezegenin en kıdemli birkaç canlısından biri. İkimizin yaşı toplam 4169 yıl. Bronz Çağı’nın sonunda, Hititler zamanında kalem kadar bir fidandı. İnsanlığın tüm kötülüklerine tanık oldu ve her nasılsa bugüne dek geldi.

Ulu Porsuk ağacının karşısında saygıyla eğildik, insanoğlundan zarar gören tüm canlılar adına özür diledik. İnsan doğada küçük bir ayrıntı…

4115 yaşındaki porsuk ağacı. Fotoğraf: Mehmet Harma
1000 yaşındaki porsuk ağacı. Fotoğraf: Mehmet Harma

Mehmet Harma

Burhaniye

Bu akşamüzeri İskele sahilinin en ucundaki sessiz köşelerden birine geldik yine. Yerde on kadar, üzerine taşla vurulmuş çam fıstığı kozalağı bulunca şaşırdık çünkü etrafa saçılmış bir sürü fıstık öylece duruyordu. Kozalakları inceleyince içlerinde de bir sürü toplanmamış fıstık olduğunu gördüm. Hemen bitişikteki ağaçları silkelemiş olmalılar. Para için çam fıstığı toplayanlardan olsalar neden arkalarında toplanmamış fıstık bıraksınlar anlayamadım ancak durumu derinlemesine analiz etmeye gerek yoktu elbette. Gülümseyerek, esrarengiz fıstıkçılara teşekkür ederek toplamalıydım gökten yağmışcasına önüme düşmüş olan fıstıkları. Öyle de yaptım.

Özgür Keşaplı Didrickson

18 Eylül 2019

Altınoluk

Bugün deniz dümdüzdü Altınoluk’ta, en azından ben zargana görene kadar. İçim kıpır kıpır oldu çünkü zargana en sevdiğim balıklardan birisi ve her zaman karşılaşmıyorum. Salpaların, karagözlerin peşinde dolanırken aniden biri belirince gerçekten çok mutlu oldum çünkü en az geçen yazdır görmemiştim. Uzun gagalarıyla oldukça büyük bir minik balık sürüsünün içine hızla atılıyorlardı ama bir şey avladıklarına denk gelmedim. Uzun, ince gövdeleri ve biraz da karikatürden fırlamışa benzeyen yüzleriyle su yüzeyine yakın yüzerlerken ben de peşlerine takıldım.

Ben mutlu mutlu yüzerken ayaklarının yanında dolandığım iskelenin tepesinden “dede şurada balık var!” gibi cümleler duymaya başladım. Çok hoşuma gitti, ne olduğunu anlamak için başımı sudan çıkardım. 2-3 yaşlarındaki bir çocuk benim maskeyle gördüğüm balık sürüsünü iskelenin tepesinden çıplak gözle görmüş heyecanla bağırıyordu. Dedesiyle yüzmeye başladı bir süre sonra. Yanlarına gittim ve biraz sohbet ettim. Gördüğüm türlerden söz ettim, “biraz daha büyüyünce maskeyle izlersin sen de onları benim gibi” dedim. Onlardan ayrılıp denizden çıkana kadar bu tatlı çocuk balıkları işaret etmeye devam etti. Hatta bu kez “babaanne!” diye bağırmaya başladı. En az zarganalar kadar güzelleştirdi bu günümü.

Özgür Keşaplı Didrickson

19 Eylül 2019

Camargue, Fransa

“Camargue atı”, güney Fransa’nın bu bölgesine özgü kadim bir at soyu. Bunlar eskiden, Camargue’ın bataklık ve sulak alanlarının sert koşullarında vahşi olarak yaşamış küçük atlar.

Evet, atlara hayranım. Sırtlarında da sık sık balıkçıllar yer alınca çok, pek çok fotoğraf çekmekten alıkoyamadım kendimi.

The Camargue horse is an ancient breed of horse indigenous to this area of southern france. They are small horses that formerly lived wild in the harsh environment of the Camargue marshes and wetlands.

Yes, I adore horses. And with the egrets that are frequently on their backs, I couldn’t resist taking many, many photos.

Fotoğraf: Janine Reep

Janine Reep

Hadrian Duvarı, Birleşik Krallık

Hadrian Duvarı. Fotoğraf: Kim Metcalfe

https://mmuratdemir.blogspot.com/2017/05/hadrian-duvar.html

Juneau, Alaska

Amanitaları (Şapkalı mantarlar) fotoğraflarken çok eğlendim. Büyük boylular da çokcaydı.

Had fun photographing the amanitas. Lots of large ones.

Gelin/Sinek Mantarı (Amanita muscaria). Fotoğraf: Jos Bakker

Jos Bakker

Evrensel kültürdeki önemli yeri nedeniyle bu zehirli ve halüsinasyona neden olan mantardan sıklıkla “masal mantarı” olarak da söz ediliyor. Samilerin kış gündönümünde bu mantar kılığına girmiş olan ve iyileştirici ayinler yapan şamanları beklemelerinden Noel Baba’yla ilgili efsanelere kadar bu mantarlarla ilgili pek çok ilginç bilgiye değinen 2 kaynağı paylaşmak istiyoruz;

https://www.timeturk.com/tr/2012/12/22/yilbasi-uyusturucu-mantarlar-ve-samanizm.html

20 Eylül 2019

Burhaniye

İklim değişikliği, yaşam alışkanlıklarımızda ciddi bir değişimi gerekli kılıyor ama öncü ve örnek olması gereken kişi ve kurumlar bile bu konuda yavaş. Atlas ve National Geographic’in yolculuk dergileri varmış,çok şaşırdım. Hele Atlas’ın kapağında “Gezme Sanatı” yazmasına…Kimbilir daha kaç tane dergi, gazete, TV programı bir yandan doğayla ilgili yayınlar yaparken diğer yandan doğaya veren eylemleri özendiriyor?

Fotoğraf: Özgür Keşaplı Didrickson

Hepimize muhteşem deneyimler sunan yolculukları sıfırlamamız gerçekçi görünmüyor ancak ama azaltmak bile çok önemli çünkü karbon salınımına katkısı bir yana, ne çok tek kullanımlık, plastik ambalajlı şey veriliyor yolculuklarda.

Gezi başlığı benim için de çelişki ve zorluk içeriyor. Örneğin bir sanatçı olarak eşimin kültürünü yaşatması için türlü yolculuklar yapması iyi olabilir. En önemlisi memleketi Alaska’yı ve ailesini ara sıra da olsa ziyaret etmesi hakkı sayılabilir ama karbon salınımı açısından öylesine uzak ki.

Gezileri sınırlamak, Salda Gölü gibi örneklerin tüm dünyada yaşanması nedeniyle de önemli. İklimle ilgisi olmasaydı bile doğayı olumsuz etkileyen bir şey haline geldi gezmek. Üstelik çoğumuz yığınlar halinde gezmeye daha çok odaklanıyor, zenginlere yönelik butik kutup gezileri, “balina köpekbalığıyla doğal ortamda yüzmek” gibi şeyleri ve en azından bir kısmı gereksiz bilimsel araştırmalar için kutuplardan ormanların en ıssız köşelerine,dünyada insansız bir noktanın dahi kalmamasının doğaya etkisi üzerine daha az düşünüyoruz.
Milyonlar yurtiçinde bile gezemiyor, bu başlıktaki karbon salınımlarının çoğunluğu zenginlere ait. Biz az gezmeliyiz” derken onlar doğrudürüst beslenemiyor bile. Turizm sınırlansa patronlar karları azalmasın diye işçileri daha çok sömürecek.doğayla ilgili çığlığın eşitsizlik için çıkarılanagöre çok güçlü olması çok zor koşullarda yaşayan insanların kendilerini doğadan daha değersiz sayıldığını hissetmesi insanlık ayıbı. Samimi bir doğa sevgisi, doğa için savaş, nihayetinde daha adil bir dünya inşası anlamına da gelecek. Umarım bu sınavı geçeriz.

Özgür Keşaplı Didrickson

21 Eylül 2019

İstanbul/Beykoz-Kaynarca Köyü

Uzun zaman sonra İstanbul Riva’ya gittim kuş ve kelebek arazisi için. Kuş yoktu gibi bir şey, kelebek ise mevsiminde olması gereken türlerin hemen hepsinden vardı gibi (tanıyabildiğim kadarıyla). Kelebek peşinde dolanırken de güneşlenen bu güzele rast geldim.

Yeşil kertenkele. Fotoğraf: Servet Kızılkaya

Servet Kızılkaya

Dubai

Okulumuzda uyguladığımız Uluslararası Bakalorya programının (IB), bitirme tezi ve bilgi kuramı ile birlikte, kalbinde yer alan Yaratıcılık, Aktivite ve Toplum Hizmeti (CAS) programının koordinatörlüğünü yürütüyorum Mart ayından bu yana. Biyolojiyi çok seviyorum ama öğretmenlikte kendi alanım dışında da öğrencilerimin hayatlarına dokunabilmek çok önemli benim için. Dubai’deki eğitimde de dokuz farklı ülkeden 12 öğretmen bir aradaydık. Dertleştik, tartıştık, öğrendik. Ortak sorunlarımızın olduğunu gördük birçok konuda. Workshop liderimiz ise bir Polonyalı’ydı. Kuş göçü araştırmalarımızdan bu yana Polonyalılarla çalışmayı çok sevmişimdir, yine yanılmadım. Sonuç olarak keyifli, verimli, birçok açıdan aydınlandığım, heyecanlandığım bir eğitim oldu.

Dubai’ye gelecek olursam sıcaktan nefret eden bir doğa insanı olarak hiç de bana göre olmadığını söylemem gerek. Son model arabalarla vızır vızır bir trafik, beton yığını ve de dayanılmaz bir sıcak. Dışarıda eriyip klimalar nedeniyle içeride donabildiğiniz bir hayat. Neyse ki Çiğdeci ve Arap Bülbülü gördüm bol bol uzun zaman sonra.

Çiğdeci;

https://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%C7i%F0deci

Arapbülbülü;

https://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Arapb%FClb%FCl%FC

Dubai’de olduğum günlerde ne manidardır ki Çevrenin Genç Sözcüleri Kulübündeki öğrencilerimle iklim değisikliğine dikkat çekmek için Cuma günü okulda yapacakları etkinliklerle ilgili olarak sürekli iletişim halindeydim. Onlarla da paylaştım buradaki tüketim çılgınlığını. Tabii ki umutsuz olmayacağız ve birey olarak üzerimize düşenleri yapacağız ama bir yanda dışarısı 44 dereceyken AVM içinde kayak yapabilmeyi dileyen insanlar, 300 atını sıcaktan bunalmasınlar diye Mayıs ayında özel uçaklarla Avrupa’ya tatile gönderen şeyhler, otelin bahçesine 100 tane tamamen altından heykeller dikebilen oteller, buradaki kum uygun değil diye dünyanın en yüksek kulesini, en büyük AVMsini yapmak için dünyanın bilmem neresinden kum getiren zihniyetler olduğu sürece işimiz çok zor.

Fotoğraf: Özge Keşaplı Can

Bu arada Istanbul bienalinin teması da 7. Kıta ama tek kullanımlık bardakta kahve satışı varmış sergi alanlarının birinde. Katedilecek daha çok yol var ama dünyanın dayanacak hali yok. Tabii ki biz eğitimcilerin (ve diğer ilgi alanım olan doğa korumacıların da) niye bu kadar gezdiğini de sorgulamak gerekiyor.

Özge Keşaplı Can

23 Eylül 2019

Helsinki, Finlandiya

Helsinki, göl, akşam…

Helsinki’de günbatımı. Fotoğraf: Eren Tuncel

Burhaniye-İzmir yolu

Ayvalık Tuzla’dan geçerken 9 tane kara leylek saydım flamingoların arasında. Bayılıyorum onlara. Kimbilir göremediğim kaç tane daha vardı? Pembe, beyaz, kara, kırmızı….otobüsü durdurmak mümkün olsaydı renklenirdim ne güzel.

Özgür Keşaplı Didrickson

25 Eylül 2019

İzmir-Burhaniye yolu

Pamuk tarlaları nasıl da güzel, bamya tarlaları nasıl da ilginç, otobüs pencereleri nasıl da dost…

Özgür Keşaplı Didrickson

26 Eylül 2019

Burhaniye

Akçay’a giderken uzun zamandır görmek istediğim Çoruk yoluna giriverdim. Dirimbilim Günlüğümüz için yeni yerler keşfetmenin peşindeydim yine, sazlıklara rastlayınca nasıl da mutlu oldum. Neredeyse ortaokul yıllarından beri toplamamıştım. O yıllarda vazoya koymak için toplar, renk renk boyardık. Bir yolunu bulup dereye iniverdim. Yeşil kurbağalar beni izledi ve zıpladı yapraklar üzerinde. Upuzun boyları arasında kaybolduğum sazlar beni çocukluğuma götürdü.

Fotoğraf: Özgür Keşaplı Didrickson
Yeşil kurbağa. Fotoğraf: Perihan Keşaplı

Perihan Keşaplı

27 Eylül 2019

Büyük Çamlıca Tepesi

Bugün İstanbul’da göç bitmek bilmedi. 15.000’e yakın yırtıcı ve kara leylek göç etti.

Fotoğraf: Mehmet Deli

Mehmet Deli

28 Eylül 2019

Bugünden.Sonbahar/park/Pärnu şehri/Estonya…

Pärnu, Estonya. Fotoğraf: Eren Tuncel

Haberlerden…

Uzun süredir ilk kez kelebek fotoğrafına yer vermedik ama en heyecanlı haber de bir kelebekle ilgili. Kuş gözlemden arkadaşlarımız Süleyman Ekşioğlu ve Emin Yoğurtçuoğlu, son Buzul Çağı’ndan kaldığı bilinen, Türkiye’de ilk kez 1970’te Ağrı Dağı’nın 4 bin metre rakımında kaydedilen “Kuzeyli Nazuğum” isimli kelebek türünü yaklaşık 50 yıl sonra yeniden bulup, görüntülemişler. Emeklerine Sağlık!

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilim_ve_teknoloji/1592371/50_yil_sonra_yeniden_goruldu_.html#

Ağustos’un son günlerinde Nature’da yayımlanan bir makaleye göre Kuzey Pasifik’te yeni bir gagalı balina türü tanımlandı. İki türe sahip Berardius ailesine dahil olan, kemik ve DNA analiziyle tanımlanan bu yeni türün bilimsel isminin Berardius minimus olduğu açıklandı.

2019’da yeni bir balina türünün keşfedilmesi oldukça şaşırtıcı olurdu aslında ancak gagalı balinalar hala gizemini koruyan bir balina ailesi. Onlarla ilgili bilgiler hala oldukça sınırlı. Kıyıdan uzak, derin sularda yaşayan bu balinalarla ilgili bilinenlerin büyük bölümü ise çoğunlukla ölü olarak kıyıya vuran bireylerin incelenmesiyle elde edilmiş. Tür içi morfolojik varyasyonun oldukça fazla olması ve ayırdedici özelliklerin türler arası benzerlik göstermesi gagalı balina türlerinin tanımlanmasını zorlaştırıyor.

………….

Not: Kuş türleri için trakus.org, kelebek türleri için trakel.org adresine bakabilirsiniz. Bitkiler konusunda Facebook’taki Flora grubu dışında, turkiyebitkileri.com adresinden ve yazarımız Hüseyin Doğan’ın emeğiyle hayata geçirilmiş olan “Kocaeli Bitkileri” sayfasından da yararlanabilirsiniz. Sürüngenlerden mantarlara, genel olarak yaban hayatla ilgili bilgi edinmek, gözlemlediğiniz türlerin hangisi olduğunu öğrenmek için dogalhayat.org adresine ve Facebook’taki “Türkiye Yaban Hayatı-Wild Life Turkey” grubuna da danışabilirsiniz.

Azizm Sanat Örgütü olarak doğadan zannedildiği kadar uzak olmadığımızı düşünerek, bu düşüncenin yarattığı umutla “Dirimbilim* Günlüğü” köşesini açmaya karar verdik.

Dirimbilim Günlüğü’nün her yaştan herkesin katkısıyla oluşmasını arzuluyoruz. Günlüğümüzde yer almak için yer ve tarih bilgisiyle bize gözlem ve düşüncelerinizi aktarabilirsiniz. Notlarınıza fotoğraf, çizim, video da ekleyebilirsiniz.

Bizi birleştireceğini, yaban hayata olan sevgimizle güç birliği yapmamızı sağlayacağını umduğumuz günlüğümüze katkılarınızı bekliyoruz. Notlarınızı dirimbilimgunlugu@gmail.com adresinden yayın kurulumuza gönderebilirsiniz.

* “Dirim” kelimesi “yaşam” demek. “Dirimbilim” de “Yaşambilim” yani “Biyoloji” demek.  “Dirim” kelimesinin doğanın içindeki müziğe ve şiire de göz kırpan bir kelime olduğunu düşündüğümüz için günlüğümüze bu ismi verdik.

Bunu paylaş: