Baharda Deniz Müzesi’nde Natürel Beden Zihin Ruh Festivali! – İlkay Sevgi

Baharda Deniz Müzesi’nde Natürel Beden Zihin Ruh Festivali!*

2000 senesinden bu yana sessiz sedasız her sene farklı şehirlerde geniş katılımlı ve geniş kapsamlı festivallerini düzenleyen bir beden zihin ruh sağlığı festivalimiz var.

Kriz zamanlarında istikrarını koruyan ve bir şeyler üretmeye devam eden tüm organizasyonların, sanat kurumlarının, kültür etkinliklerinin ayrı bir önemi var. Bu dönemler aynı zamanda bir filtreleme etkisi yaratarak işini severek ve iyi yapanların ayrılabildiği süzgeçler sağlıyor.

Bugüne kadar İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir’de düzenlenen 36 Festiva festivaline bir yenisi daha ekleniyor.  2017 bahar festivali yepyeni bir mekânda, Deniz Müzesi, Beşiktaş’ta 5-7 Mayıs’da gerçekleştirilecek. Radyo sponsoru Radyo Voyage dünyanın müziklerinden örnekleri paylaşmak üzere festivalde olacak.

Sessiz sedasız dediysek de Festiva organizasyonundaki beden zihin ruh festivalleri, her sene meraklıları için önemli bir gündem oluşturuyor. Festivalin devamlılığı, coşkusu ve çeşitliliği göz önüne alındığında, Türkiye’de ve İstanbul’da gerçek bir beden zihin ruh gelişimi topluluğu olduğunu söyleyebiliriz. Sağlığın öncelikli hedef olduğu yeniçağ akımlarının, doğal sağlık ve beden zihin ruh gelişimi konusunda geldiği nokta oldukça özeldir. 18. NATUREL Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı Festivali’nde doğal ve sağlıklı yaşam temasının geniş yelpazesinde tamamlayıcı tıp, kişisel gelişim, tıbbi bitkiler, sağlıklı beslenme, ekolojik yaşam bilinci gibi çeşitli konular uzmanlar tarafından işleniyor. Naturel Festival ve Konferansları hem konusunun uzmanları doktorlardan son bilimsel gelişmeleri, hem metafizik araştırmacıların sohbetlerini, hem de alternatif tıp uzmanlarının seminer ve programlarını bir arada bulabileceğiniz, gizem meraklıları için kaçırılmaması gereken bir platform oluşturuyor.

Bilinç ve Beyin konferansı

Yedinci yılına giren Beyinden Bilince Yolculuk’ta ise nöroloji, tıp, psikoloji, biokimya gibi çeşitli bilim dallarından, davranış bilimleri ve kişisel gelişim alanından uzmanlar beyin ve zihnin işleyişini ve bilincin doğasını anlatan konuşmaları ile yer alıyorlar. Festival süresince konuşmacılar yeni yayınlanan kitaplarını izleyiciler için imzalıyorlar.

Yoğun programda yer alan konuşma konularından bazıları şöyle:

Sağlık Astrolojisi, Beyin ve Karar Mekanizmaları, Çin Yüz Okuma Sanatı: Yüzünüzdeki 100 mesaj ve 100 şifre, Akupunktur, Hipnoz ve Tamamlayıcı Tıp ile Sağlıklı Yaşam, Beyin ve Cinsellik, Doğu ve Batı Felsefesinde Bilincin Yolu ve Kuantum Keşifleri, Manyetik Terapinin Beden Enerji Dengesi Üzerindeki Etkileri, Bedenin Şifa Kapıları ve diğerleri.

Bilincin Yolu

Doğu ve batı felsefesinde Bilincin Yolu sunumunda doğu ve batı felsefesinde bilincin kökenini, akıl ve mantığın felsefe ile bağını, bilincin fenomolojisini, quantum keşifleriyle ortaya çıkan rölativiteye bağlı olarak bilince yeni bakış açılarını irdeliyoruz. Quantum keşifleri, evrenin başlangıcına dair teorileri çeşitlendirdikçe, paralel evrenler, sicim teorisi, simulasyon teorisi ve çoklu evrenler gibi hayal gücünün sınırlarını zorlayan teoriler ortaya atıldı.

Bu teorilerin felsefe tarihince öngörülenleri var mıydı?

İyiyi, güzeli, doğruyu arayan felsefe dalları etik, estetik gibi çeşitli alanlara ayrılır, aslında felsefe temelde “gerçeği” arar, bu yüzden bilimsel düşünceye hiç yabancı veya ondan ayrı değildir. Felsefe, birbiri üzerine yapılandırılan en eski sistematik düşünme biçimidir ve akıl ve mantığa nasıl şekil verdiğini takip etmek zor değildir. Felsefe, psikoloji, hastalıkları tanımlamakta daha yoğunlaşmışken mutlu ve tatminli bir hayatın tanımını da yapma girişimlerinden kaçınmaz.

Evrene yayılan kilometrelerce dalga boyundan yalnızca milimetrenin milyarda birine tekabül eden kısmını görebiliyoruz. Öyle ki bazı bilim adamları “gözlerimizin, görmek için değil, görmemek için yapılandırıldığını söylüyor. ”Öyleyse, duyu organlarımız kadar beynimize ve bilincimize güvenmemiz gerekiyor. Hayal gücü, eksik parçaları yerine koyma çabamızda bize eşlik eden baş mimar. Hayal gücü ile ulaştığımız yerlere bilimsel olarak ulaşmanın yolunu arıyoruz. Başarırsak ilerlemeyi sürdürüyor, başaramazsak yeniden başa dönüyoruz.

Yunus Emre, evrenin – ya da varlığın – başlangıcını deveran ve cereyan ile açıklıyor, Bruno, enerji parçacıkları ve hareket, Anaksimenes de hareket ile açıklıyor… Hegel‘de evrenin amacı kendi kendini anlamaktır, o yüzden kendini seyreder, Mevlana ve sufizmde ise döngüsel hareket ve hissetmek, aşk, temel amaçtır, doğunun duyguya batının akla verdiği önem başat filozoflarında öne çıksa da, doğu da batı da hareketin ve enerjinin önceliğinde anlaşıyor gibi görünüyor. Antik Yunan’da töz ve cevheri, Spinoza‘da yine dağılmış enerjiyi unutmayalım. Platon’un ilk kez paralel evren fikrini milattan önce beşinci yüzyılda attığını düşünürsek, relativite sayesinde bilim adamlarının gözlemlerinde temel akli kuramları fark ederek temellendirmesi şaşırtıcı değildir. Yıldızların, evrenin ve canlıların aynı özden var olduğunu, hem doğu hem batı felsefesinde, en açık anlatımıyla sufi felsefesinde bulabiliriz.

İngiliz fizikçi ve matematikçi Newton, okült çalışmalar üzerine çalışmıştı. “bilinmeyen denizinin içine sadece diz kapaklarıma kadar girmeye cesaret ettiğim halde beni çok cesur buldular” diye bir sözü vardır. Düşünce tarihinde de son dönem eleştirel düşüncede “insanın kendi hikâyesi” ön plana çıkar. Hiçbir şey en yakından gözlemlediğimiz kendi deneyimlerimiz kadar ikna edici değildir. Rölativite açısından bakarsak da eşsiz deneyimlerimizin özel gerçekliğini paylaşmak bir çeşit ödevdir çünkü dünyanın her noktasından gerçek farklı görünür.) Newton’un kronoloji, simya ve dini kitapların yorumu -özellikle İncil’in son bölümü- üzerinde çalışmaları vardı. Kendini antik medeniyetlerin okült bilgisini araştırmaya adamıştı. Keysenian ekonomisini yaratan Keynes, Newton’un simya çalışmalarından yararlanmıştı. Onun ifadesiyle “Newton, akıl çağının ilk bilgini olmakla birlikte, sihir alimlerinin sonuncusudur.” bu yüzden bilim, batıl inanç ve bilimötesinin sınırları zannettiğimiz kadar sert çizgilere sahip değildir. Her çalışma kendine özel anlayış getirir. Karanlık ışık ve karanlık madde nedir? Süper sicim teorisinde büyük patlama evrenin başlangıcı olarak açıklanıyor mu? Evren düz mü yoksa çay bardağı şeklinde mi? Parçacık evreninin duygu ve düşüncelerin hareketi ile nasıl bir bağlantısı olabilir? Fraktalların mükemmellik ilkeleri nedir? Enerjisi sabit olan bir yıldız var mı? Siz de merak ediyorsanız, Festiva festivalinde ve Beyinden Bilince Konferansında buluşalım. Quantum hakkında düşünmek için illa da fizikçi olmamız gerekmiyor, bu hepimizin evreni ve olabildiğince anlamak istiyoruz.

Ödül alan mimarisi ile yenilenen Deniz Müzesi, Beşiktaş’ta hem denizden hem de karayoluyla ulaşılması kolay olan çok merkezi bir konumda bulunuyor. Beden Zihin Ruh Festivaline ve Beyinden Bilince Konferansında buluşmak dileğiyle.

festiva@festivaistanbul.com / URL: http://festivaistanbul.com

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi112

Bunu paylaş: