Michalengelo Antonioni’nin Sinematografisi – Gökçen Usta

Michalengelo Antonioni’nin Sinematografisi*

             Antonioni filmlerinde üçlü çekimlere önem verir. Bu üçlü çekimleri genelde iki kadın ve bir erkek karakterin oluşturdu üçgen çekimler olarak düzenler.

            Antonioni’nin filmlerinde kadın sırtı büyük önem taşır. L’avventura filminde Claudia neredeyse göründüğü tüm karelerde izleyiciye arkası dönüktü. Sandro’yla konuştuğu bazı sahnelerde de Sandro’ya sırtı dönük konuşuyor. Bunun nedeni belki de toplumun değer yargılarına ters düştüğünü düşündüğü sahnelerde topluma yani izleyiciye sırtını dönüyor. Çünkü Claudia en iyi arkadaşı Anna’nın kaybolmasının ardından Anna’yı unutup onun nişanlısıyla ilişkiye başlıyor. Sandro’ya karşı kendini suçladığı sahnelerde de Sandro’ya sırtını dönüyor. Bilindiği gibi insanlar utanılacak bir şey yaptıklarını düşündüklerinde karşısındakinin yüzüne bakamaz. Bu yüzden Claudia suçluluk hissettiğinde sırtını dönüyor.

Antonioni L’avventura’da Claudia’nın yüz çekimine çok fazla yer vermemiştir. Claudia’nın yüz çekinin yapıldığı sahneden biri Sandro’ya çimlerde seviştiği sahnedir. Bunun nedeni de her şeyi unuttuğu tek an o andır. Saklayacak ve saklanacak hiçbir şey bulamaz tamamen yüzünü bize gösterir.Ayrıca partiden sonra arkadaşının odasına gidip gerçekleri anlattığı sahnede de yüzü net olarak görünmektedir.

Blow up filminde de L’avventura filminde ki kadar olmasa da kadın sırtı görüntüleri vardır. Bunun L’avventura’da ki gibi bir anlamı olmasa da Roland Barthes’in “Sevgili Antonioni” başlıklı yazısında belirttiği gibi kadın sırtının; yönetmenin fetişlerinden biri olmasından kaynaklanmaktadır.

            Antonioni için uçsuz bucaksız boş araziler büyük önem taşır. Umberto EcoAngaje Antonioni” başlığını taşıyan yazısında uçsuz, bucaksız çöller, boş ve anlamanı arayan mekânlar yönetmeni mıknatıs gibi çektiğini yazmıştır.  L’avventura filminde yönetmen rüzgârın ve büyük dalgaların olduğu uçsuz bir denizin ortasında ki adayı kullanması ve The Passenger filminde çöl sahnelerinin olması Umberto Eco’nun düşüncesini kanıtlar.

Antonioni genelde filmlerinde kullandığı bir çekim de karakterin bir göründüğü ve daha sonra kaybolduğu çekimlerdir. Umberto Eco’ya göre bir varmış bir yokmuş durumuyla Antonioni her filminde bir kayboluş telaşı yaratır.

L’avventura filminde Claudia bazı şeyleri değiştirmeye düzelmeye karar vermiştir. Claudia adada olan bazı şeyleri düzeltmeye adada ki bir dalı düzeltmekle başlamıştır. Claudia adada olanların düzemesini ister.

Kamera hareketlerinden yukarı çevrinme hareketi çeşitli çağrışımlar yapmak istendiğinde çevrinmeye başvurulur. Çevrinme başlangıç noktasından başları arayı hızla geçer ve ikinci noktaya gelince durur. Böylece iki nokta izleyicinin gözünde ve kafasında bağlanmış olur.(Akyürek, 2004,385-386)  L’avventura filminde Anna’nın Claudia’ya verdiği siyah elbiseyi Claudia’nın eline alıp düşünmeye başlaması bazı şeyleri hatırladığını gösterir.

Ayrıca önemli olan hareketlerde çevrinme ile izlenir, çerçevedeki kişi ve nesnelerin yerine yeni varlık ve görüntüler sokularak dikkat ve ilgi çekilir, çevre tanıtımı yapılır. (Giannetti, 2002,113-114) L’avventura filminde adaya helikopterin geldiği sahnede Antonioni çevrinme hareketini Giannetti’nin belirttiği amaç doğrultusunda kullanmıştır. Antonioni genelde filmlerinde uzun çekimler kullanır. Bu uzun çekimleri karakterin bulunduğu ya da bulunacağı mekânı tanıtmak amacıyla sağa-sola çevrinme hareketini kullanır.

Ayrıca The Passenger filminde; Robertson ile çöldeki bir adamın olduğu sahnede Antonioni uzun bir sola çevrinme kamera hareketi yapmıştır. Bunun yapmasının amacı; Giannetti’nin belirttiği gibi birbiri ile ilişkili iki öğe hakkında izleyiciye bilgi verir veya bu iki öğe birbiri ile ilişkilenmektir. Önce çöldeki adam görünür, sonra uzakta aracının yanında duran Robertson görünür ve son olarak da ikisinin beraber yürüdüğü görüntü gelir. Antonioni önce adamı göstermiş sonra Robertson’ı ve en sonunda onları birleştiğini göstermiştir. Bunu yaparken de çevrinme hareketini kullanmıştır.

Antonioni filmlerinde yakın çekimlere çok fazla yer vermez. Sadece önemli gördüğü nesnelere yakın çekim ölçeğini kullanır. Yakın çekim objenin ölçülerini büyüttüğü onun önemini yüceltir ve çoğu kez simgesel bir anlam yüklenir. Yakın çekim dramatik vurgu sağlar, görünmeyeni büyültür, anlatı yapısında önemli bir yeri olan ufacık bir nesneyi gösterir. Yakın çekimin bu özelliklerin faydalanarak Antonioni; L’avventura ve The Passenger filmlerinde yakın çekimi kullanmıştır.

Antonioni’nin kullandığı yakın çekimlerin bazen soyut anlamları taşıdığı da görülmektedir. The Passenger filminde tavanda asılı olan pervane görünür ve Blow Up filminde de Antonioni pervane kullanmıştır. Bu pervanelerin onun filmlerinde ki anlamı bir kısır döngünün yaşandığıdır. The Passenger filminde Robertson Blow Up filminde de fotoğrafçı bir çıkmazın kısır döngünün içindedir.

L’Avventura bir kilise karşısındaki bir mimar genç bir adam kilisenin resmini yapıyor mimar mürekkep hokkasını resmin üzerine deviriyor öğle güneşi altında bir kavga patladı patlayacak gerilim bir Western tarzında olayların ardı ardına geleceğini haber veriyor. Ama hiçbir şey olmaz Olaylar bizim düşleyeceğimiz doğrultuda ve istenilen zamanda cereyan etmez. Onları biz belirleyemeyiz olaylar bizi belirler. (Umberto Eco 14) L’Avventura’nın kahramanları da La Notte’nin kiler gibi toplumsal açıdan konumlanmışlardır. Proletaryaya değil de büyük burjuvazi mensupturlar, o burjuvazinin parazitleri durumuna indirgendikleri ölçüde düşkün bir duruma sokulmuş bile olsalar. Doğuştan gelen bir hakla veya servetler nedeniyle değil de ondan beslendikleri için burjuvaziye mensupturlar. Aslında kökenleri çok daha mütevazıdır ve de içlerinde hala kaynağını bu kökende bulan bir parıltı mevcuttur. Ancak bu onlara yardımcı olmak şöyle dursun onları hep yaralar. Şu nedenledir ki bir bakıma haindir onlar. Mimar Sandro mimarlıktan inşa etmekten vazgeçmiştir. Gençliğinde ne güzel düşleri vardı oysa “kendimi deha ile çevrili olarak çok iyi döşenmiş bir oda da görürdüm” ama şimdi nasıl para kazanılacağını öğrendikten sonra birkaç hesap işlemi evler yapmaktan daha emin bir şekilde bunu sağlıyor- böylesi düşler artık geçmişte kalmıştır. (Bernard Dort 17) Sandro’nun hayallerini gerçekleştiren ya da hayallerinin peşinden giden genci gördüğünde kıskanmış ve gencin çizimi üzerine mürekkebi dökmüştür.

Antonioni filmlerinde kadınlara ve kadın üzerine kurulu öykülere yer. Kadın erkek ilişkileri aralarında iletişimsizlik Antonioni’nin önem verdiği konulardır. L’avventura filminde ressam karakterin de söylediği hiçbir manzara kadın kadar güzel olamaz sözü Antonioni’nin kadınlar hakkında ki düşüncesini yansıtıyor. Bu düşünce L’avventura filminde görüntülerle de destekleniyor. Filmde kadın bir yazarın konuşma yaptığı sahnede yüzlerce erkek toplanmış ve kadına ulaşmaya çalışıyorlar, ona bakıyorlar ve izdiham çıkıyor. Yine aynı filmde buna benzer bir sahnede de onlarca erkek Claudia’ya bakıyor ona doğru yürüyor.

*https://issuu.com/azizm/docs/edergiagustos2010

Bunu paylaş: