Şiğir Yazma Kılavuzu – Kemâl Sürahi & Batuhan Bayansever

Şiğir Yazma Kılavuzu

Kemâl Sürahi

(namı diğer şağir müsveddesi, soyadında iki tane ‘h’ harfi bulunmasına rağmen birini bir market alışverişi sonrasında para üstü olarak veren adam)
Batuhan Bayansever

(namı diğer şağir müsveddesi, göğe bakarken kafasına kuş pisleyen adam)

Sevgili genç şağirler,

Size atfettiğimiz ilk kılavuzumuz olan “Şiğir Yazma Kılavuzu” ile karşınızda olmaktan büyük sevinç duymaktayız. Biliriz ki sizlerin de bizler gibi şağirâne acılarınız var; fekat nasıl kelimelere dökeceğinizi bilmiyorsunuz… biliriz… Bu yücelerin de yücesi acılarınızı bir ayna karşısında sigara eşliğinde dile getirmek sizlerin de en büyük hayâlidir… biliriz… Gelin… sokulun yamacımıza. Sizlere madde madde nasıl şiğir yazılacağını öğretelim:

1) Her şeyden önce bütün “İkinci Yeni” küllüğüatını ve günümüz popüler edebiyat dergilerini okumaya başlayarak, genel hatlarıyla bir birikim elde etmeniz gerekmektedir. İşbu birikim sizlerin işini gerçekten de kolaylaştıracaktır, bundan emin olabilirsiniz. Unutmayınız ki iyi bir şağir, iyi bir şiğir okuyucusudur ve paltosu üstünden, sigarası da paltosunun cebinden hiç mi hiç eksik olmaz. Sizlere bir de bir püf nokta verelim: Çakmak yerine kibrit kullanınız… evet… kibrit… Neden çakmak değil de kibrit kullanmanız gerektiği hakkında sorularınızı duyar gibiyiz, lütfen sabrediniz.

2) İlk maddeyi harfîyen yerine getirdiyseniz bu maddede yapmanız gereken şeyler daha az meşakkatli. Bu maddede yapmanız gereken ilk şey sevdiceğinizin bir fotoğrafını bulmak ve açıp, tam da karşısına oturup, bir sigara yakmaktır. Tabii bunun da incelikleri mevcuttur. İlk önce kibrit kutusundan iki adet kibrit çıkarmanız gerekmektedir, iki kibrit birbirine paralel ve arada iki parmak boşluk bulunacak şekilde masanın üzerinde konumunu almışken sigaranızı çıkarmanız gerekmektedir. İşbu sıraya uyduktan sonra bu maddede yapmanız gereken ikinci şey, birkaç hüzünlü şarkı dinlemektir. Şarkılara gözyaşlarınız ile eşlik etmeniz önemle rica olunur. Çünkü gözyaşı da möhimdir; bir şağirin mürekkebidir… Allem ettiniz kallem ettiniz ve gözyaşlarınız ile şarkıya eşlik edemediniz… olsun… göz damlası kullanınız.

3) İlk iki madde ile işbu üçüncü madde arasında bir ehemmiyet farkı bulunmaktadır. Çünkü en önemli madde üçüncü maddedir. Bu maddede yapmanız gereken ilk şey dilinize dolanan bir kelime bulmaktır. Nasıl ki mevsimlerden yaz, Serdar Ortaç henüz daha yeni şarkı çıkarmış ve sizin de kulağınıza bir yerlerden çalınmış, istemeseniz de boş anlarınızda ağzınıza sakız olmuş o şarkı sözleri gibi… Çünkü bunu şiğirlerinizde sık sık kullanacaksınız. Dilerseniz bu kelime sevdiceğiniz ile aranızdaki yaşanmışlıktan doğan ve hiç kimselerin bilmediği bir kelime olabilir. Ya da dilerseniz tamamıyla uydurduğunuz bir kelime de olabilir. İlle de yaşanmışlıktan doğması gerekmiyor, siz bir şekilde hâlledersiniz. Kısacası uydurunuz, kim bilecek?

4) Evet… Son madde… İlk üç maddede Almanca konuşmuştuk, şimdi sıra Fransızca konuşmaya geldi. Her şeyden önce bir çay demleyiniz ve yanına da iki adet küp şeker koyunuz. Peki ya neden ‘iki adet küp şeker’ koyunuz dedik? Hatırlarsnız daha öncesinde de ‘iki kibrit’ çıkarmanızı söylemiştik. Çünkü bu ‘iki’lerden birisi siz, diğer ide sevdiceğinizdir. Yaaa… aynen! Sizler, şağirane acıları olan genç şağirler… artık Fransızca konuşmanızın vakti gelmedi mi? Haydi, bir kâğıt parçası bulunuz ve başlayınız bir şeyler karalamaya!

Bunlar da naçizane bizlerin yazdığı şiğirler:

GELİŞLİ ŞİĞİR

Geldim mi,
belki gelmemişimdir; ama geldiğimi
Gelerek söylemişti bana.
Aslında her gelmem bir cinsel gelme midir?
Her geliştir gelişme
Bazen gelişlerin bile suskun…
Nedir bu gelişler ve “gel”, “iş”ler?
Gelişemedim sevgilim,
geliş’ini görmeyince.

DİŞ SANCILARIM

Diş sancılarım varken, rahatça uyuyamam
Hepsinde ya çürük ya da kırık var.
Üstünü öylece dolgu ile kapattıramam.
Her ne yediysem, bir kovukta mesken tutmuş
Sanırım doktorum, ağzımda pamuk unutmuş.



BÜyükLü mÜ BüYükLü şİĞiR

BiR BedEn BüYüK AlDIm ŞiĞiRi
nASıL SenEyE giYeRseN KıyAfeTLerİ,
BuNu dA biR öMüR gİY
HeM dE sEzOn soNu aLıyOrum,
biLiyOr mUsuN,
yÜzDe seN iNdİriMLİ…

SEN

(moro progresifo)

sen, after partylerin köpüklü gülü,
dökerken gırtlağından aşağı
otuz-kırk bardak birayı;
dans ederken rüküş elbisen
ve bulamaç suratınla;
ah, cânım, kaynaşırken oğlanlı kızlı;
ben oturmuş ders çalışmaktayım,
ikimize bir gelecek kurmaktayım.

EN AZ YİRMİ SANTİM

bir çiçek açmış, bir güneş vurmuş
ondandır böyle aydınlanması edep yerlerinin;
ondandır böyle kokuşun;
bu çalımların, bakışların hep ondan.
bir çıkarsam yerinden, en az yirmi santim
eder şu kollarım, hem de seni iki kez sarmaya;
ama vakit geç, gitmek gerek;
çıkarken sakın unutma ama, paran
komodinin üstünde, sevgili dişsiz engerek.

BEN NE BOK BULDUM SENDE

Ben ne bok buldum sende
Fıtıklı hâlimle eğilip öptüm seni
Gel de bir gözümden bak
Şu ebleh suratına
Ayaklarının
Yere değmemesinden
B
E
L
L
İ
Bir elli oluşun
Şu boş kâğıdı naz yapma da imzala
Yok be, ne dolandıracağım seni
Mektup bu, telgraf bu… yersen…
İmzala kız, imzala…
Ben ne bok buldum sende

BAKIRKÖY’DE BAYRAM

İçerek yarın yokmuş gibi her saniyede
Fena sarhoş olmuştuk Bakırköy’de
Masamızda mezeler, dostlar, anılar
Tam karşımızda da oturan o karılar
Bir bizi bir kadehlerimizi kesti
Tam bitti derken bayram, hesap geldi
Batuhan limitsiz kartını çıkartıp ödedi
Kalktık masadan, bizler sendelerken
Karılar da kalktı, tencereleriylen
Bizim düdükler de durur mu
Yuvarlana yuvarlana Bakırköy’de
O tencerelereleri buldu
Düüüt düüüt… düüüt düüüt…
İçerek yarın yokmuş gibi her saniyede
Fena sarhoş olmuştuk Bakırköy’de.

BİLEREK Mİ

Bilerek mi yedin
buzdolabına bıraktığım
pudingin yarısını?
Oysaki ben güveniyordum aşkımıza,
ondan ki ağzını bile
kapamamıştım;
üstelik çöpünü de
atmamışsın.
Yalnız artık geceler…

MUHALLİBE

(Eski püskü ve erkek ismine benzeyen isimli Hanımefendi’ye)

Sanma ki ben de diğerleri gibiyim
Yok yavrum yok, ben bir başkayım
Kimi zaman at yarışında,
Kimi zaman da maçtayım.
Bir akşam içmişti bir arkadaş
Tanımadığı kişinin birasından
Düşmüştü bir telaşa, bir hastalık
Nüksettiydi vücudundan
Sanma ki ben de diğerleri gibiyim
Yok yavrum yok, ben bir başkayım
Kimi zaman içki masasında,
Kimi zaman da hovardayım.

LİMON PAZARI

Ardım ardıma bakıyor,
cepçilere göz açtırmamak gerek.
Bilmem ne buluyorum
şu limon pazarında.
Ey dostum, bir çarşaf,
bir de yirmi liralık tütün;
sigaradan değil ölümüm,
parasızlıktan.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi143

Bunu paylaş: