Filmci: Ashes and Snow / Küller ve Kar

Asri zamanların en gizemli görsel sanatçılarından Gregory Colbert’in kişisel Vimeo sayfasında en az kendisi kadar gizemli Ashes and Snow/Küller ve Kar adlı yapıtının kesitlerini paylaşması tahmin edileceği üzere yıkıcılığı baki ülke ve dünya gündeminde yer edinemedi. Öyle ki gerekli gereksiz her bir ayrıntının enformasyon bombardımanına döndüğü sosyal medyada da yer almadı. Colbert’in gizemine yakışır bu durum sinema, fotoğraf ve bir bütün olarak görsel sanatlarla haşır neşir sanatçı ve sanatseverlerin kaçırmaması gereken bir zenginlik içeriyor.

1960 doğumlu Kanadalı sanatçı Colbert, 1980’lerde toplumsal ve sosyal duyarlılık içeren belgesellerle başlayan sanat yaşamını, 1990’larla birlikte güzel sanatlar vurgusunu sonuna kadar hak eden fotoğraf çalışmalarıyla sürdürürken, büyük beğeni toplayan 1992 tarihli Timewaves adlı eserinin ardından tam on yıl gözden kaybolarak görünürlüğünün esasına meydan okuyordu. 2002 yılında ise yalnızca sanat tarihine değil, insanlık tarihine de geçecek olan Küller ve Kar adlı çalışmasıyla küresel bir sarsıntı yaratan Colbert, belgesel, kurmaca ve hatta deneysel biçimlerini aşan, aşkın bir eserle tüm dünyayı dolaşıyordu. Bir filmden öte bir sergi, bir deneyim olan Küller ve Kar, çalışmaya özel inşa edilen seyyar bir yapı olan Nomadic Müze ile Avrupa tarihinin en büyük ölçekli kişisel sergisi unvanını alacak şekilde Venedik başta olmak üzere kıtaları dolaşırken, toplamda on milyondan fazla ziyaretçi ile bu noktada da rekora imza atıyordu.

İnsan türünün, diğer memelilerle beraber doğal bir orkestra olduğunu ancak şeflik iddiasıyla orkestranın geri kalanına sırtını dönen insanlığın, yitirdiği uyumu benzersiz ölçeklerde kadrajlarla, şiirsel bir inşa ile görsele döken Colbert, Küller ve Kar’da fillerin, balinaların, kedigillerin, kuşların ve daha nice memelinin gerçeküstü ahengini gözler önüne sererek özgün sözcüğünü tümüyle karşılıyor. Film için on yıl boyunca onlarca ülke, halk ve kültürü ziyaret eden yönetmen, insanlar ve hayvanlar arasındaki şiirselliği herhangi bir dijital oynama olmaksızın, aşkın bir gerçeklikle yakalarken, kendi mitolojisini yaratacak son derece güçlü, çağrışımlarla dolu bir metne de imza atıyor. Farklı ana dillerden, aralarında Ken Watanabe ve Laurence Fisburne gibi ünlü oyuncuların seslendirdiği pasajlara, Patrick Cassidy, Lisa Gerrard, Jóhann Jóhannsson,  Djivan Gasparyan ve daha nice güçlü müzisyenin icra ettiği parçalar eşlik ederken film, üstün soyutlama gücüyle farklı okumalara imkân tanıdığı kadar taşıdığı sanatsal doku sayesinde herhangi bir soyutlamaya izin vermeyecek ölçüde heybetli biçimsel bir seyir deneyimi sunuyor. 130’dan fazla türü içeren ve Colbert’in sözüne göre hala devam etmekte olan Küller ve Kar deneyiminin – şimdilik – en çarpıcı kesitlerinden olan Feather to Fire bölümü filmin ve sanatçının izini sürmek adına doğru bir başlangıç gibi duruyor. Videonun aşağıdaki bağlantı tıklanmadan izlenemez oluşu da deneyimin gizem perdesiyle sürekliliğinin bir parçası olmalı;

https://vimeo.com/254411264

Bunu paylaş: