Kitapçı: Onat Kutlar – Yeter ki Kararmasın

1995 yılında, uğradığı terör saldırısı sonucu yitiren, sinema, edebiyat, kültür ve politika yazılarıyla tanınan değerli aydın Onat Kutlar’ın 1982-1984 yılları arasında yazdığı bir dizi mektubun yayımlanmasından oluşan Yeter ki Kararmasın, alışageldiğimiz kişisel bir iç dökme, dertleşme içeren edebi mektupların dışında; sanata, sanatçıya, emeğe, kültüre ve topluma büyük bir tutkuyla bağlı olan Kutlar’ın mektuplar üzerinden düşünmek, fikir üretmek, eleştirmek ve insana bakmak meselelerinin incelikli bir biçimde işlendiği bir eser.

 Yazar bu yazıları neden kaleme aldığını “12 Eylül’ün en karanlık döneminde, işkence gören, ağır hükümler giyen binlerce genç insan, işçi, aydın için en ağır ceza kuşkusuz toplumun inanılmaz suskunluğuydu. Benim biraz da kişisel nedenlerle başlattığım bu mektup dizisi, benden daha önce davranmış bir avuç yürekli insanın ardından, bu suskunluğa alçakgönüllü bir başkaldırıydı. Keşke biraz daha güçlü bir başkaldırıyı gerçekleştirmek elimizden gelseydi.” cümleleriyle ifade ediyor. Gezdiği yerler, okuduğu kitaplar, izlediği filmlerle kalemini daha güçlü kılan Kutlar’ın her yazısında özgün bir kurgu söz konusu ve bu da metinlerini daha değerli bir konuma taşımakta.

Yeter ki Kararmasın’ı yazarken mektupların muhatabının “okur” olduğunu ifade etmesi, okurun bunu sahiplenmesinin ardından tanık olduğu hikâyeleri tıpkı okurla birlikte yaşamış, acıyı birlikte çekmiş, sevincin derinliklerinde beraber gezmişçesine bir üslupla kurgulaması okurun , “Bu ben miydim, yoksa mektupların muhatabı bir başkası mı?” açmazına sürüklese de metinleri takip etmek adına kafalarda büyük bir dinçlik sağlıyor.

Türkçenin zenginleşmesi için çabalayan ve bunun bilincine varmış kişilerden biri olan Onat Kutlar’ın yazılarındaki, hikâyelerindeki Türkçe, Sait Faik Türkçesi kadar kendine has, eksiksiz güzel bir Türkçe olmasına rağmen edebiyat okurlarının bu kıymetli yazarı pek de tanımıyor olması büyük bir talihsizlik.

Tuba Beyret

0000000395796-1

Bunu paylaş: