Yeni Dada Hareketleri – Cennet Akıncı

Yeni Dada Hareketleri*

1960 yıllarında yaygınlaşan ‘Pop’ hareketinin sanat tarihi ile olan ilişkisini ortaya koyan bu kelime, Yeni-Dada(Neo Dada) hareketinin ‘Pop’ Sanat akımı ana hatlarında, gerçek Dadacılığın 1960’lardan sonra, var olan toplumsal koşullarda, yeniden dirilişinin popüler kültür ve estetik kaygı gütmesi olarak yorumlanabilir.

1960’larda daha güçlü bir şekilde ortaya çıkan boşunalık duygusu (fatalism) ve yaşamın reddedilişi – bu dönemin ve daha önceki dönemlerin entelektüel ve ahlaki durumu arasındaki hayata isyanı bu kadar net bir şekilde hissedilmemiş olması – çağdaş yaşamda toplu bir başkaldırı kaynağı olmayı başarmıştır. Çözümün ne olacağı konusunda cevaplar yok olmuş, ne yapması gerektiğini, ne yapılması gerektiğini bilemeyen insanlar kendilerini bunalım içinde bulmuşlardır. İnsanlar evrendeki içgüdüsel niteliği yıkmış, toplumsal ve geleneksel uyum kavramları anlamlarını yitirmiştir.

Bu bunalmışlık içinde ‘pop’ sanatının ortaya çıkmasına etken olan sosyo-kültürel nedenlerin incelendiği zaman görünenden daha karmaşık olduğunu ortada. Bunun akla ilk gelebilecek sebebi Amerikan Ticaret Kültürüdür. Aralarında direk bir bağ olmamasına rağmen, bu ticaret kültüründeki patlama  ‘pop’ için bir ön koşul ve ya yaygınlaşmasına sebep olan önemli bir unsurdur. Ticaretteki gelişmelerden daha da önemli olan şey ise kitle iletişim ve haberleşme teknolojisinin yenileşmesidir. Sanata duyulan gereksinim arttıkça, kapitalist üretim ve pazarlama araçları olan reklam imgelerine karşı içsel beğeni ve estetik duyarlılık baş göstermiştir. 20. yüzyılın birinci yarısında ‘art neuvau’ akımı grafik dekoratif sanatlarda belli bir biçim halini almış ve fotoğraf imgeleri, reklamcılık gibi öğeler başlı başına plastik bir öge olagelmiştir. Yeni-Dada,  özellikle Amerika’da fazla ilgi uyandırmış ve sanatçıların eserlerinde kullandıkları malzemeler Amerikan yaşamının simgeleri halini almıştır. Onların yapıtları doğrudan gündelik hayata dayanır ve bu sebepledir ki kaynaklarda Amerikan sanat akımı olarak nitelendirilebilir. Bu toplumsal günlük hayat kullanılarak yapılanlar ne kadar amaçsız gibi görünse de aslında bu dadacı bir başkaldırı niteliğini taşır ve aynı zamanda hayatın bayağılıklarını sergileyen, toplumun eleştirisini yapan ürünlerdir.

Dadacıların fotomontaj ve yapıştırma tekniklerini Pop sanatçılarında benimsemiş ve Dada kolajlarında el alınan, gerçek mekândan bağımsız olarak belli bir gruplaşma koşulunda ele alınmıştır. Pop sanatında fotomontaj ve yapıştırma imgeleri genel olarak kendi gerçek içerikleriyle ele alınmıştır.

Dada imgeleri ‘Pop Sanatı‘ akımının doğuşunda önemli rol oynamıştır. Pop sanatı, Dadadaki imgelerin, resim malzemesi olarak yer etmesi, özgün motifler olması, baskı imgeleri ve fotoğraflarla satirik etkileri, çatışık ve çelişkili eserler ortaya konulması gibi dadacı bir amaç belirlemeyip, bu imgelerin içeriklerinin çarpıtılmadan, özgün anlamları ve resim olarak daha etkileyici ve belirgin görselliği ön planda olacak şekilde ele almıştır. Neo-Dada, fotoğraf ve ondan doğan gerçekçilik akımına karşı minimalizm, Pop gibi reklamcılık ve endüstriye bağlı bir gelişim gösteren akımlardan biridir. Ticari amaçları dışında farkında olmadan görsel paradokslar yaratan akımda insanların katı nesnelere karşı duyduğu saygıyı yeniden hatırlatmaktadır.

Genel anlamda siyasal biçimlerle kaynaştırmaya yönelik estetik eylem ve görsellerle anlatılan kültürel yaşam faaliyetlerinin ‘Kavramsal Sanat’ ve ‘Happening’ olarak anılması, Zürih Dadacıların farklı ve yeni sanat anlayışı olarak nitelendirilmeyip, bunun Neo-Dada çerçevesinde ele alınması gerektiğini açık şekilde ortaya koymaktadır. Bireyin serbest toplum düzenlerinde giderek yeni alanlar ve yeni kavramlar geliştiren, sanat alanında özgürlüğü yakalayan ve belli kalıpların yıkılıp yok edildiği, estetik, kültürel ve siyaset faaliyetleriyle Yeni-Dada, ‘Çağdaşlaşma Sonrası ‘ortaya çıkan sanat eğilimlerinden dolayı kolayca anlaşılmamış ve bu tür sanat akımlarının ‘Pop’ sanatı çerçevesinde daha sonraki dönemlerde sürekli değişim içinde olmuş ve kesintisiz bir dönüşüm yaşamıştır.

Sanatın bu değişim yolculuğundan ötürü, var olan klasik mantık ile yaklaşma ve daha anlaşılır hale getirmek için gerekli olan her yolun, zaman olgusu içinden geçtiğini dâhilinde ve böylece daha anlaşılır hale geldiğini görebiliriz. Rönesans’tan ya da Romantizm’den beri sanat akımlarına ait onları tamamıyla anlatan kavramların sınırlı olması bahsi geçen akımı anlamayı zorlaştırır hale getirir. ‘Pop Sanatı’ ve ya ‘Neo-Dada‘ gibi kelimeler de akımın felsefesini tam olarak yansıtamamakta, bunun zaman içindeki değişim öyküsü ele alınarak kesin yargıya varılabilir ve zamanında anlaşılamayan sanat akımlarının bugüne daha anlaşılır vaziyette geldiğini açıkça görebiliriz.

Bir başkaldırıdan sanat yaratan Dadacıların daha sonraki yıllarda her alanda kendine yer etmesi aslında onun güçlü bir sanatsal anlayış olduğunun göstergesidir.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi108

Bunu paylaş: