‘Yunus yoksa balık da yok!’

Bir balıkçılık kooperatifi başkanının, yunusların avlanması iznini talep ettiği ve bilim dışı dayanaklarla temellendirdiği açıklamasına tepki gösteren TÜDAV, balıkçılığa asıl zarar verenin aşırı avlanma, hatalı balıkçılık politikaları ve kirlilik olduğunu vurguladı. 

Rize-Artvin Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Barış Zaman’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı, son dönemde Karadeniz’deki yunus popülasyonunun ‘‘aşırı derecede’’ arttığı, bu nedenle balık popülasyonunu tehdit ettiği ve ‘‘kontrollü’’ olarak yunus avına izin verilmesi gerektiği yönündeki açıklamasına, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından tepki geldi. 30 Eylül Pazartesi günü TÜDAV’ın internet sitesinden kamuoyuyla paylaştığı açıklamada, Zaman’ın kullandığı ifadelerin bilimden uzak oluşu ve bunun farkında olan başkanın açıklamasının, bilinçli olarak kamuoyunu yanıltmak ve yunus avının meşrulaştırılması için yapılan bir lobi faaliyeti anlamına geldiği vurgulandı.

Karadeniz’de 3-5 milyon yunus ‘balığı’ varmış! 

Açıklamada ilk olarak, Zaman’ın kullandığı ‘‘Yunus balığı popülasyonu normalin çok üzerine çıktığı için balıkçılığı tehdit etmeye başladı,’’ şeklindeki ifadenin bilimsel gerçekleri yansıtmadığı ve Karadeniz’de iddia edildiği gibi milyonlarca yunus olma ihtimalinin bulunmadığı ifade ediliyor. Aksine, Karadeniz’in 4’te birine tekabül eden çeşitli ülkelerin kara sularında gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırmanın verileri dahi 2014’te yayınlanacağından, şu an için Karadeniz’deki yunus sayısının kesin olarak bilinmesi imkansız. TÜDAV’a göre ise, bu konuda telaffuz edilen rakamlar ancak onbinlerle sınırlı. Yunus avcılığı Türkiye’de yasaklandığı 1983’ten beri, yalnızca tırtak ve afalinaların popülasyonlarında artış olduğu tahmin edilse de, toplu ölümler ve besin kıtlığı nedeniyle bu artış oldukça düşük. Diğer bir memeli türü olan muturlar ise, tesadüfi ağa yakalanma ve habitat kaybı nedeniyle popülasyon artışından oldukça uzak. Bu veriler kooperatifin zikrettiği ‘‘3-5 milyon’’ rakamının tamamıyla hayal ürünü olduğuna işaret ediyor. Zaten TÜDAV’a göre, Zaman’ın bir memeli türü olan yunuslar için kullandığı ‘‘yunus balığı’’ ifadesi bu konuda ne kadar bilinçsiz olduğunun bir göstergesi.

Kooperatif başkanı Zaman’ın açıklamasında yer alan bir başka bilim dışı ifade ise, ‘‘bir yunusun günde ortalama 25-30 kilogram hamsi tükettiği.’’ TÜDAV’a göre bu rakamların gerçekle ilgisi bulunmamakla birlikte, bir yunus bir günde ağırlığının ortalama %2 ila 5’i kadar balık avlıyor. Örneğin Karadeniz’de bulunan türlerden mutur günde 1 kg, tırtak 3 kg, afalina 7.5 kg balık avlayabiliyor.

Yunus yağı faydalı değil, zararlı 

Zaman’ın, ‘‘yunus yağının tüketilmesi insan ve çocuk gelişimi açısından faydalıdır,’’ şeklindeki ifadesi de TÜDAV’a göre yunus avcılığına izin verilmesi için öne sürülmüş temelsiz bir argüman. Yunuslar da kara memelileri gibi aldıkları ağır metal ve kimyasalları yağ dokularında biriktirdikleri için, yunus yağı insan sağlığı için oldukça zararlı.

Son olarak TÜDAV’ın açıklamasında balıkların sonunu getirenin ve balıkçıya zarar veren asıl etmenlerin aşırı avlanma, hatalı balıkçılık politikaları ve kirlilik olduğu vurgulanıyor. Yunuslar besin zincirinin en tepesinde olduğu için, varlıkları ekosistemin sağlığının göstergesi anlamına geliyor. Dolayısıyla yunusların azalmasının, balıkçılığa ve tüm ekosisteme zarar vereceğinin vurgulandığı açıklamada, ‘‘yunuslar bu denizin çobanıdır. Yunus yoksa balık da yok!’’ ifadelerine yer veriliyor.

Bunu paylaş: