Azizm Sanat Örgütü Direnişte!

24 Haziran- Ölümsüzlük ve Yaşayan Ölüler Ele avuca sığmayan bir kinle somutlaşmış başbakanın üç günlük zoraki Afrika gezisi dönüşü konuşmasının ardından nasıl bir katil olduğunu yazmıştık. Dünkü demeci/emri doğrultusunda bugün katıksız katil hislerinin kanıtlandığına şahit olduk bir kez daha. Ethem’in katilinin, gerici,faşist, emek ve emekçi düşmanı zihniyet tarafından serbest bırakılışı aslında tüm Direniş’e göz dağıdır. Eğer Direniş bu zihniyeti alaşağı edemez ise diledikleri zaman Ethem’lerin sayısını arttırabileceklerini gösterdiler bize. Böylesine bir süreçte hala birileri örgüt-siyaset kavramlarına nefret kusuyor hatta biz buna sahip çıkıyoruz diye 80ler ağzını kullanmakla eleştiriliyoruz. Öte yandan aralarında kimi ünlülerin de olduğu bir kesim var ki ısrarla, “şimdi 30 yıldır doğuda ne olduğu anlamış oldunuz” söylemini, bugün hiç sıkılmadan “doğuda yıllardır nice Ethem olayı yaşandı, şimdi anlayabiliyorsunuz ancak” diyerek yineliyorlar. Direniş’in ve Dayanışma’nın bileşenlerine göz gezdiren kişi, eğer cahil değilse, Direniş’in neredeyse tamamının doğuda olup biten vahşete asla sessiz kalmadığını görecektir. Doğuya sessiz kalanların şuan hala sessiz kalmayı seçenlerdir, Direniş’te elbette bu konuda aydınlanma yaşayanlar olmuştur ve bu bir kazanımdır ama küstahça bir kibirle “şimdi öğrendiniz” demek Direniş’e cahilce yapılan bir hakarettir. Demek ki sizler yeni öğrendiniz demekten başka çaremiz yoktur. Son olarak Direniş’in başından beri kimi paylaşımlarımız ve videolarımızın kimi dost görünümlü vasıfsız cisimlerin ayıklanmasını sağladı. Bizle fikirsel düzeyde tartışmak yerine sessiz sedasız “arkadaş” olmaktan çıkanların çapsızlığını görünce o kişilere harcadığımız emek ve zamana üzülüyor öte yandan gereksiz yüklerin atılmasından ötürü seviniyoruz. Zira Azizm’e destek, Azizm’in yeni dostları ve yoldaşlarıyla hiç olmadığı kadar güçlü ve köklü biçimde ilerliyor, gelişiyor, teşekkür ederiz. Ethem ve Direniş’in tüm kayıplarının anısına, gerçek sanatçı kimliğini herkesten çok hakettiğini bir daha kanıtlayan Alpay’ın parçası “Ethem’in Sessiz Çığlığı”nı dinleyelim… Zafere Kadar Daima! http://www.youtube.com/watch?v=LhDDOD2kGWo

16 Haziran – Faşizme Karşı Daha Fazla Taksim! Birkaç gündür, kimi saf sanatçılarımızın da farkında olmadan katıldıkları, valinin simgesel olarak ölümüne sebebiyet veren iyi niyet gösterileri, gerici,piyasacı,faşist diktatörün kesin çağrısıyla yakın dünya tarihinde eşi benzeri olmayan kanlı bir saldırıya dönüştü. Direniş’in ilk gecesi ve sonrasında aldıkları büyük yenilgi sonrası günlerdir derslerini çalışıp planladıkları saldırı neticesinde 560 yıldır fethetmeye doymadıkları şehri yine fethetti katil sürüsü. Buna verilecek cevap, tıpkı şanlı 68 Kuşağının “daha fazla Vietnam” çağrısı gibi daha fazla Taksim yaratmaktan geçer. Bu gece ve yarın tüm İstanbul’u, tüm Türkiye’yi Taksimleştirmenin zamanı gelmiştir. Hala genel grev kararı alamayan sendikaları ve milletvekillerinin özverisi karşısında adeta tutulup kalan CHP-BDP genel merkezlerini sarsmak zorundayız. Direniş boyunca sanat dünyası adına en ön saflarda yer alan tiyatroculara ve Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne bir çağrımız olacak; önümüzdeki günlerle birlikte tüm yurtta Arthur Miller’ın “Cadı Kazanı” oyunu aynı anda oynansın, dünyadaki tüm sanatçıların gözünü bir süreliğine değil tümüyle buraya çevirmeye çalışalım hep beraber… Direniş’e devam! Zafere Kadar Daima! Her Yer Taksim Her Yer Direniş! Azizm Sanat Örgütü

15 Haziran – “Devrim Gezi’si – Gökhan Baykal” Ömürlerini tek bir kitaba bağlayıp onu bile muhtemelen okumamış olanların, okuyanlara, Aydınlık ve Aydınlanmaya katil ruhlu tiranın emriyle son hücumu başladı…İstiklal’deki üyemizin Taksim’e uzanan tüm yolların kapatıldığını söylüyor.Eğer öyleyse bugün İstanbul’da tüm meydanları Taksimleştirmemiz gerek! Yazarımız ve yayın kurulu üyemizin epik “şiirimsi” çalışması Direniş’e güç versin! Zafere Kadar Daima! “Çocuklar vardı, ellerinde kitaplar Ağaçlar için nöbet tutan cocuklar Polisin zulmüne karşı müzik yapan çocuklar Biber gazının dumanından devrim çıkaran çocuklar Yarım ekmeğini bile yanindakiyle paylaşan çocuklar Gaz sıkan polise karanfil uzatan çocuklar Yüzleri aydınlık, geleceği parlak çocuklar Bundan sonra en kadim dostum olacak çocuklar Siyah-beyaz,sarı-lacivert,sarı-kırmızı farketmez diyen çocuklar Yaşasın halkların kardeşliği diye bağıran çocuklar Çocuklar vardı uzun bir Devrim Gezi’sine çıkan Çocuklar, ah bu Çocuklar…” Gökhan Baykal

14 Haziran – Reddediyoruz! Akşam 8’de gerçekleşecek açıklamayı ve kararı beklemek gerek belki de ama karar ne olursa olsun bizim kararımız ve düşüncemizin yönü belli. Hala vandalizmden, polisi otolarından, yağmadan bahseden bir hükümet sözcüsü ile hala üniversiteliler yurtlarına geç gitmesinler tarih bunu affetmez diyecek kadar ayarsız bir başbakan karşımızda konumlanmışken, sağlık bakanı tehditleri arttırmışken, söylem olarak yeni hiç bir söz söylemiyorken gerici,piyasacı,faşist iktidar, biz evimize dönemeyiz, dönmemeliyiz! Yargı kararının bekleneceğinin ilanı bir geri adım değildir olması gerekendir. Lütfen hatırlayalım, Direniş’in başlama sebebi aynı iktidarın yargı kararına rağmen kanunsuzca Gezi Park’ını yıkma girişimidir. Ortada bir kanunsuzluk vardır, özür veya yaptırım yoktur, Direniş meşrudur. Yargı kararını dinlemeden Emek’i yıkanlar, üçüncü köprüye başlayanlar, Taksim’i kazanlar, Allianoi’yi suya boğanlar kimdi? Böylesine hukuk tanımaz, kanunsuz, kelimenin gerçek anlamıyla vandal bir diktanın “yargı kararını bekleyeceğiz” sözüne kim niçin güvenir? Taksim Dayanışması’nın geçtiğimiz hafta bir kaç maddeyle deklare ettiği talep listesi bile meydanların, halkın, Direniş’in ruhundan tümüyle yoksundu. Eleştirmiştik, ancak o listenin tek bir maddesini bile kazanamadan pasifize olmaz kabul edilebilecek bir durum değil bizim açımızdan. Vali ve başbakanla görüşme yapan gençlerin, eylemcilerin, sanatçıların iyi niyetine şüphe yok ancak dünkü “gösteri” şunu kanıtlamıştır; örgütsüz ve siyasetsiz bir eylem direnç gösteremez! Haftalardır durmaksızın örgütsüz ve apolitikliğin pompalanmasına karşı durduk, herkesi de buna çağırdık ama liberal soslu bu sığ çığırtkanlığı bastıramadık. Sonucun böyle olması kaçınılmazdı. Fakat biz Azizm olarak bu sonucu reddediyoruz, örgütleri, sendikaları, partileri Direniş’e omuz vermeyi sürdürmeye çağırıyoruz. Zafere Kadar Daima!
Azizm Sanat Örgütü

11 Haziran – Direniş’in yoğun bir saldırıya uğradığı, uğramakta olduğu ve muhtemelen önümüzdeki günlerde şiddetini arttırarak devam edeceği saldırıların asıl amacı bitmek bilmeyen “marjinal” söylemini kendi yalanlarıyla bizzat sahneleyerek somutlaştırmaktır. Buradan doğacak sonucun Direniş’in bölünmesi, küçülmesi, önemsizleşmesi ve sönmesidir. Yandaşlarının da desteğiyle “Gezi Parkı’ndakiler iyi, Taksim’dekiler kötü” söylemine başvuruyorlar. Saldırıların bu sabah nasıl başladığını hatırlayalım; kendi elleriyle provokatör yaratma gayesinde içinde SDP’yi hedef seçtiler. Parti binası basılan ve üyeleri yaralanan SDP’yi hedef seçmelerinin nedeni, partiyi muhtemelen “küçük lokma” olarak görmeleridir. Bu sinsi oyunun hedefi Direniş örgütlerinden her hangi biri olabilirdi. Dolayısıyla yapılması gereken SDP’ye sahip çıkmaktır, Direniş’i destekleyen örgüte destek vermektir. Örgütsüzlük, flamasızlık sloganları bizi yanıltmamalı, Direniş’te örgütçülük yapılmamalı ama Direniş’i sırtlayan örgüt bileşenlerine de sahip çıkılmalı. Günün karesi olarak milyonlarca insanın tanık olduğu, gerici, piyasacı, faşist diktaya elele direnen BDP’li ve Kemalist genç herkese ders olmalıdır. Hele de böylesine bir günde hala “Atatürk diktatördür”, “BDPli herkes haindir” sığlığında yüzenlere karşı Direniş’e ve örgütlere sahip çıkılmalıdır. Böylesine bir ortak payda ve ortak direnç, 2 haftadır yenilmezliğini gösteren Direniş’i zafere götürecektir. Azizm Sanat Örgütü

11 Haziran – Üç gün zorunlu Kuzey Afrika izninde susmak zorunda kalan, kinci ve geveze tiranın dönünce patlayacağı aşikardı. Günlerdir kin kusuyor, yalan derecesini zirveye taşıyor, tehdit ediyor… Biat kültüründe yaşayan gerici,piyasacı,emek-bilim-akıl-sol düşmanı parti-devlet, tiranın emirleri doğrultusunda sabahın ilk saatlerinden beri polisi,valisi,emniyeti ve elbette asıl vurucu gücü olan medyasıyla “gösteri” düzenliyor Direniş üzerinde… Amaçlarını ne olarak açıklarlarsa açıklasınlar, iki haftadır Direniş’in başlangıcından beri provokasyonu kimin yaptığını da bir kez daha kanıtlamış oldular. Amaç elbette Direniş’i bölmek, Direniş’in politize olmuş gövdesini sadece Gezi Parkı(ki onu da zaten kesinlikle yerlebir edecek) duyarlılığı olan küçük bir gruba indirgemek ve ele geçirdikleri meydana bundan böyle kimsenin gelemeyeceği kesin bir zafer kazanmak. Ankara’da zaten günlerdir oynanan bu oyun yakında başta İzmir olmak üzere tüm yurtta oynanacak, dikkatli olmak lazım. Direniş’in gücünü ve içeriğini kavrayamayan, kavrasa bile reddedenlere ne için savaşım verdiğimizi durmaksızın göstermeliyiz. Direniş, direnç kazanmalı! Son olarak faşist müdahalenin “resmi” nedeni olarak sunulan heykelin temizlenmesi konusunda parti-devlet ve onun piyonlarına sorumuz olacak: Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda, Mustafa Kemal’in emri doğrultusunda “marjinal-komünist” Sovyetler Briliği generallerinin temsil edildiğini biliyorlar mı? Zafere kadar Daima, Her yer Taksim her yer Direniş!
Azizm Sanat Örgütü

8 Haziran – Şalom Gazetesi örgütümüzün kuruluşunun altıncı yılını haber yapmış, kendilerine teşekkür ederiz. Örgüt demişken bu akşam üyelerimizin Ankara, İstanbul, İzmir ve Malatya’da meydanlarda Direniş’e omuz vereceğiniz hatırlatmak isteriz. Ayrıca günlerdir iki kanıtlanmayan ama ortalıkta dolanan dedikodu haber bizde rahatsızlık uyandırdı. Birincisi Konya’da CHPlilerin TKP üyelerine saldırması, ikincisi ise Taksim’de TGBlilerin BDP çadırına saldırarak bir kişi yaralaması ve neticesinde alandan çıkarılması. Her ikisi etraf döndü dolandı, karşılıklı küfürleşmeler ve elbette “faşizm” sözcüğünü kullanmanın dayanılmaz hafifliği etrafı sardı. Ancak iki haber de kanıtlanmadığı gibi yalanlandı. Öyleyse soruyoruz, Direniş’in bileşenlerine dair böylesine kırıcı yalanları kim uydurur, uyduranlar kimlerdir? Mutlaka afişe edilmeliler ancak bu yalanlara meydan bırakanın yine bahsi geçen bileşenler olduğu da unutulmamalı. Örgütlerin hepsi eleştirilmeli ancak kinle düşmanlaştırılmamalı. “Faşist” sözcüğünün ne olduğunu bilmeden birbirine durmaksızın faşist diyen gruplar dileriz hakiki faşisti dün gece havaalanında görüp dinlemişlerdir. Karşımızda böylesine korkunç bir gerici, emek-bilim-yurt-sol düşmanı biri varken birbirimizle uğraşımız eleştirel boyutta kalmalı kin seviyesinde değil. Birbirinizi sevin sevmeyin şuan aynı Direniş’in altında birleşmiş durumdasınız. Bir an önce ortak paydayı belirleyip radikal bir talep listesi hazırlamalıyız. Direniş böyle örgütlenerek zafere erişecektir. Biz Azizm olarak yarın talep listemizi kaleme alıp sizlerle paylaşacağız. Meydanlarda görüşmek üzere… Zafere Kadar Daima!
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=87348#.UbHzCPnJTTo

7 Haziran – Tarih böylesine vahşi, katil ruhlu, gerici, militan ,kin dolu bir başbakan hatta diktatör bile görmemiştir. Ülkeyi 11 yıldır piyasacı, şeriatçı bir katil yönetiyor ve bu faşisti öyle veya böyle 1 günlüğüne bile olsa desteklemeyi becerebilmişler bu gece kendileriyle ilgili ne düşünüyorlardır bilinmez ama Direniş’e bulaşmaya çalışan liberal çığırtkanlığın “örgütsüz, siyasetsiz olarak kalma” söylemini biran önce üzerimizden atmalı ve yarın meydanları örgütlü, politize ve ne almak istediğini çok iyi bilen bir biçimde doldurmalıyız. Unutmamalıyız ki karşımızda milliyet kavramını aşarak her etnik kökenden kişiyi gericiliğin, piyasacılığın, emek düşmanlığının, faşizmin ortak paydasında birleştirmiş bir tiran ve onun parti-devleti var. Buna karşı Direniş ne liberal hiçsizliği kaldırabilir ne de Türklük-Kürtlük merkezli bir odakla zafer kazanabilir. Sınıfsal bir tavrı örgütleyerek acil eylem planı ve gerçekten politik bir talep listesi yaparak Direniş’i beslemeliyiz. Her Yer Taksim Her Yer Direniş… Zafere Kadar Daima…

6 Haziran – Tiran bugün dönüyor… Azizm üyeleri İstanbul, İzmir, Ankara ve Malatya’da Direniş’le birlikte olacak. Bugün sokağa çıkma günü. Bugün, tiran ne konuşursa konuşsun taleplerimizin başında o ve sisteminin yıkılması gerektiğini daha gür bir sesle haykıracağımız gün! Akşam gerçekleşecek kitlesel eylemlere hazırlanırken, yazarımız ve genel yayın yönetmenimiz Selin Süar’ın köşe yazarlığı yaptığı Şalom Gazetesi’nde bu haftaki yazısını okuyabiliriz. Ödüllü filmlerimiz Özgür ve Umut’un baş rollerinden Onur Bilge’nin oynadığı ve sistemin iç yüzünü ortaya koyan Eksik Sayfalar filmi üzerine yazarımızın kaleme aldığı “Hades’in Diyarındaki Sayfalar”
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=87318#.UbB_NUDJTTo

5 Haziran – En başta liberallerin ve kimi emeksiz solcuların kemalizm düşmanlığı öylesine göz karartıcı hale gelmiş ki hakaretler yetmediği gibi faşist, gerici, emek düşmanı iktidarın polisi kemalizme inanmış bir genci katletmesine, şuan Rize’de rtenin katil sürüsü 2. Madımak peşinde TGB ve ADDlilere hücum ediyor olmasına rağmen hala cehaletin ezberlettiği klişelerle konuşuyorlar insaf! Dünden beri şölenden bahsedenler Dersim’i, Rize’yi, Ankara ve Antakya’yı görmek zorundalar zira Direniş onların algısını çoktan aştı. Ankara’daki üyemiz polis saldırısının ardından yaptığımız görüşmede artık Direniş’in örgütsüz kalamayacağını, kalır ise kesin bir zafere ulaşamayacağımızı belirtti. İzmir’de Azizm olarak Fazıl Say konserindeydik, konser eyleme dönüştü herkes sloganlar attı ve konserin ardından tüm dinleyiciler yürüyüşe geçerek Direniş’e katıldılar. Sonuç olarak Direniş sürüyor, örgütlü biçimde evrilerek zaferi getirmek zorundayız. Gerici, piyasacı sistemi kilitledik, kırmamıza az kaldı. Zafere Kadar Daima!

5 Haziran – Karşımızda tümüyle partizan hatta militan bir başbakan, tüm devlet aygıtını kendi partisine dönüştürmüş bir iktidar ve bilinçli olarak halka kan kusturan bir vurucu silahlı güç var. Buna karşın günlerdir uyarmamıza rağmen ısrarla “burada siyaset yok, parti, örgüt yok tamam mı” gibisinden söylemler göklere çıkartılıyor. Böylesine örgütlü bir zihniyeti masum talepler ışığında mı alaşağı edebileceğiz? Şölen havası mı karşımızda siyaseti alt edecek? Bu ülke zaten milyonların siyasetten uzak oluşu yüzünden bu karanlığa gömüldü hala siyaset ve örgüt korkusu nedendir? Partileri beğenmemek ayrı o partileri doğru noktaya çekmek için, hatalı siyasetçilere ders vermek için politize olmak ayrı. Birileri dilediğince “siyaset yok” deyip dursun, Direniş politiktir! Zafer de ancak ve ancak bu politikliğin örgütlenmesiyle olacaktır. Taksim Dayanışması adı altında ortaya konanlar masum, liberal bir tondadır, zayıftır. Azizm Sanat Örgütü olarak ideolojik bir bilinçle örgütlenmeye çağırıyoruz herkesi ve Türkiye Komünist Partisi’nin Direniş üzerine kaleme aldığı metni paylaşıyoruz. Elbette eleştirilecektir, zaten eleştirilmelidir ama şuana dek çıkan en güçlü sestir. Tüm maddeler değerli ancak 11. madde komünist harekete akıldışı laflar eden kimi kesimlere cevap niteliğindedir. Lütfen okuyalım, okutalım; http://haber.sol.org.tr/soldakiler/tkpden-turkiyeyi-sarsan-halk-eylemleri-ile-ilgili-deklarasyon-haberi-74145

4 Haziran – Alsancak, Kızılay ve Taksim’deki üyelerimizden çok güzel haberler geliyor. Direniş tüm gücüyle meydanlarda! Ancak iktidar da tüm gücüyle karşımızda. Ortada ne bir geri adım ne bir özür varken aksine ölümlere karşı düğünlerle söylem üretme çabasına girmiş bir gericilik hala tüm gücüyle tepemizdeyken, içi boş bir galibiyetle gelen şölen havasına kendimizi fazla kaptırmayalım. Direniş’in zaferi için öncelikle yavaş yavaş başlayan grev ve boykotları tüm yurda yaymak zorundayız. Bu gece şimdilik saldırmayan(saldırıya doydular mı diye düşünmüyor değiliz) katillerin artık yuvalarına çekilmeleri gerektiğini tüm yurda haykıralım. Gericilerin tiranlığını kırıp eşitlikçi, özgürlükçü, Aydınlanmacı ve Sosyalist bir Türkiye Cumhuriyeti kurmadan asla durmayalım. Direniş’le Gelecek Zafere Kadar Daima!

4 Haziran – Direniş, ilk kayıplarını verdi… Çok üzgünüz ama en çok polisiyle katillerini hala geri çekemeyen, defolup gidemeyen gerici zihniyet adına üzgünüz. Azizm İstanbul üyelerimizden biri hala hastanede. Daha binlerce direnişçi de öyle… Ama milyonlar dışarıda. Aynı zamanda örgütümüzün yazarı olan soL Gazetesi köşe yazarı Özgür Keşaplı Didrickson, Alaska’dan Nazım dizeleriyle “Boyun Eğme” diyerek Direniş’i ve direnişçileri selamlıyor, güç gönderiyor… Kayıplarımızı Devrim Şehidi yapana ve Zafere kadar daima! http://haber.sol.org.tr/el-kapilari/alaskadan-direniscilere-selam-haberi-74088

3 Haziran – Gündoğdu’daki üyelerimizin kulağına çalınanlar;Fuar ve Lozan tutulmuş, Atatürk Lisesi önü karışmış durumda. 500 kadar polis geliyormuş. 2 gündür Direniş’e kan kusturan yobaz it sürüsü de yoldadır. Lütfen kademeli ve kalabalık olarak çekilmeye başlayalım. Yobaz katillerin iki gecedir sürdürdüğü av bu gece yaşanmasın. Yarın yine döneceğiz nasılsa. Araç giriş çıkışında sorun olabilir ama yine de Göztepe-Hatay tarafında arabalarla korna çalan protestocular Alsancak Direniş’ini kurtarmak için yola çıkmalı belki de. Faşist polisin niyetini belli eden ablukasını konvoylarla aşabilmek mümkün olabilir…

3 Haziran – Direniş’teki Azizm üyelerinin bildirdiğine göre İzmir’de özellikle Göztepe Parkı ve Hatay bölgesi “Devrimden Sonra”yı andıracak bir coşkuya ev sahipliği yapıyor.Önceki 2 güne göre saldırı yok denilebilir. Yine de özellikle Gündoğdu’yu, yarın geri dönmek üzere, kalabalık gruplarla boşaltmalı ve geceyarısına kalmamalıyız. Unutmayalım ömründe bir kez olsun aşkının elini tutmamış, sevdiğiyle bankta oturmamış ve bu bastırılmış koşullanmayla zihniyetini inşa etmiş akıldışı bir militanın aynı bastırılmışlığın üyesi olan piyonları gece saldırıya geçiyorlar. Öte yandan Ankara ve İstanbul halen “Devrimden Önce” durumunda. Tunalı abluka, Kızılay’da polis barikatları var.Saldırı sürüyor. İstanbul’da ise “provokasyon yok” diye diye Taksim’e gelindi, oraya doğru geliyorlar. Teyyibin susması ve polisin çekilmesi gerek evet ama asıl ihtiyaç Genel Grev ve Boykot! Asıl Zafer Aydınlanma ve Sosyalizm! Her Yer Taksim Her Yer DİRENİŞ!

3 Haziran – Azizm Sanat Örgütü üyeleri şuanda İstanbul Beşiktaş’ta, Ankara Kızılay’da, İzmir Alsancak ve Göztepe’de Direniş’e destek veriyor ve katılımınızı bekliyor. Şuanda özellikle Ankara’da karadan ve havadan saldırı gerçekleşiyor. İzmir’de ise 2 gecedir türeyen yobaz katillere karşı kesinlikle kalabalık gruplar halinde olmalı ve yarın tekrar dönmek üzere geceyarısından önce meydanı boşaltmalıyız. Adı geçen semtlerde oturan yurttaşlara hem kapılarını açma hemde kayıt tuttma anlamında büyük iş düşüyor. Ortak çağrımız, Direniş’in zaferle sonuçlanması için acilen genel grev ve boykotun ilan edilmesi.Bu yönde olumlu gelişmeler yaşanıyor.Gerici, piyasacı, faşist iktidarın sistemini kilitleyip kırmanın tam zamanı. Israrla “bu eylem siyasi değil” vs. diyenlere inat, militanlık derecesinde politize olmuş iktidarı kesin bir zaferle alaşağı etmenin yolunun politize olmaktan geçtiğini unutmayalım… Her Yer Taksim, Her Yer DİRENİŞ!

3 Haziran – İğneada/Limanköy’den gelen ve bizi gülümsetmenin ötesinde, bize güç veren bir haberi Direniş’e iletelim: Ödüllü kısa filmimiz Soluş’un minik oyuncusu Rüzgar Can (7) hayatının ilk eylemi olarak oyuncak bebeğine üzerinde “Kimyasal Tayyip” yazan bir pankart tutuşturdu. Ve bu durum sonucunda kardeşi Defne (1) bebeği yakından görme isteğiyle ilk adımlarını attı… İlk eylem ve ilk adımlar Direniş’e güç versin! 3 Haziran – Şiirimizin dev çınarı Nazım Hikmet’i sonsuzluğa uğurlayışımızın 50. yılında saygı ve özlemle anarken, Abidin Dino’nun “Yürüyüş” adlı tablosu üzerine kaleme aldığı dizelerin, Direniş’e güç vermesini diliyoruz; Bu adamlar, Dino, ellerinde ışık parçaları, bu karanlıkta, Dino, bu adamlar nereye gider? Sen de, ben de, Dino, onların arasındayız, biz de, biz de, Dino, gördük açık maviyi. Paris, 13 Mayıs 1958

2 Haziran – Azizm Sanat Örgütü’nün Ankara’daki Direniş’e destek veren üyeleri Karanfil sokakta faşist polisin yoğun saldırısı altında. Kafelere sığınanlar olduğu için gaz bombaları içerilere atılmaya başlanmış. Gözaltılar var. Ankara NHKM’de bombalanıyor. Yollar kapalı olduğu için destek vermenin tek yolu civar evlerden gelecek yardımlar ve ev sahipliği. Başta Ankara olmak üzere tüm yurttaki Direniş’e duyurulur.

1 Haziran – İzmir’deki Azizm üyeleri şuan dönmüş durumdalar biber gazını bolca ciğerlerimize doldurmak dışında iyiyiz ancak dönüş yolunda yaklaşım 1 saat önce çevik kuvvet eşliğinde taşlı, sopalı, satırlı bir grubun “Allah Allah” nidalarıyla, küçük gruplar halinde evlerinin yolunu tutmuş direnişçilere saldırdıklarına tanık olduk. Polisleri yetmedi aşağılık katillerini de saldılar. Öncelikle Kıbrıs Şehitleri’nde direnişi sürdüren yoldaşlara ve tüm direnişe duyurulur…

1 Haziran – Piyasacı, faşist gericilerin sistemini yurt çapında eylemlerle, grevlerle kilitlemenin ve kırmanın zamanı geldi. Azizm olarak üyelerimiz şuan Taksim’de direnişte. Yarın da hem İstanbul’da hem İzmir’de Azizm Sanat Örgütü olarak sokaklarda olacağız. Bekleriz… Öte yandan eylemin politikleşmesinden ürken, politize olmaması için uğraşan kişileri görmek sinir bozmaya başladı. Direniş ideolojik bir altyapı, siyasal bir derinlik kazanmaz ise giderek yaklaştığımız zaferin ardından gelecek kayıp çabuk olacaktır. Bu halk zaten politikadan uzak durduğu için geldiğimiz nokta budur. Halk dalkavukluğu yapmanın anlamı yok. Halk geç de olsa yığın olmaktan çıkıp toplum olabilme yetisi gösterdi. Politize olmanın, örgütlenmenin ve savaşmanın tam zamanı. Lütfen daha fazla siyasallaşalım, siyaseti sevmesek bile…

31 Mayıs – Karanlığın bastırdığı, bastırdıkça da Aydınlığın güç kazandığı geçtiğimiz iki gün içinde Türkiye’de modernitenin, Aydınlanmanın dev çınarı Güzin Dino sonsuzluğa erişmiş… Fransa 68’ine tanık olan, partili bir komünist Abidin Dino’nun eşi Güzin Dino edebiyatımızı dünyaya açan kişidir, kaybımız gerçekten çok büyük… Mart ayında Abidin Dino’nun 100. yaşını kutlamıştık, Güzin Dino’yu 103 yaşında uğurladığımız bu gece karanlığı parçalamak için Abidin Dino dosyamızı bir kez daha açalım; http://www.azizmveri.org/e-dergi/2013/mart/index.html#/0

31 Mayıs – Gezi Parkı Direnişi gerici, piyasacı, hakiki faşist iktidar için sonun başlangıcı olmalıdır. Yoksa tam iki yıl önce akpnin gaz çağını açarak katlettiği, “Son Eşkıya” Metin Lokumcu’nun hatırasına nasıl sahip çıkabiliriz? Sahip çıkmazsak Murat Belge ve türevleri Lokumcu’nun “darbeci” olduğuna ima ettiği gibi Gezi Parkı direnişçilerine de benzer bir yakıştırmada bulunabilir. Direnişi sürdürelim, gericileri alaşağı edelim ve de gericilere “entelektüel” katkı sağlayarak ruhunu şeytana satma konusunda rakipsiz aydınımsılarımızı ise asla unutmayalım…

30 Mayıs – Gericiliğin, sermayenin 560 yıldır fethetmeyi sürdürdüğü şehrin kalbini savunuyoruz! Azizm üyeleri Gezi Parkı’nda! Direnişe omuz verelim! Bize şiddet uygulayacak gericiliğin vurucu piyonlarına özel, NWA grubunun ölümsüz parçası “Fuck Tha Police” dinleyelim ve gerektiği taktirde olayın varabileceği noktayı algılamak için Ice-T’nin “Cop Killa” parçasını hafızamıza kazıyalım…

Bunu paylaş: