Duvarların Üstü Boyandı Resimlerle, Sarıldık Hepsine – Osman Bahar

Duvarların Üstü Boyandı Resimlerle, Sarıldık Hepsine*

Hayatımızın belki de en güzel konseri akıp geçti 4 Ağustos’ta. Bu konseri Pink Floyd olarak izleyebilmek ya da en azından “Comfortably Numb” çaldığında duvarın en üstünde David Gilmour’ı görmek hepimizin istediği olabilirdi. Ancak Gezi direnişinin ertesine denk gelen bu şovu izlemek hem mutluluk verdi hem de duygulandırdı.

Devlet terörüne karşı hayatını kaybedenlere adanmış bir konser izledik. Her parçasında her sahnesinde ayrı bir damarı işleyen Roger Waters, müzikal tadında iki saat yaşattı dinleyenelere…

Konserin ilk keyifli anı aslında Roger Waters’tan gelmedi. Konser başlamadan önce hazırlıklar yapılırken çalan John Lennon‘ın “Imagine” parçası herkesi havaya soktu ve herkes bağırmaya başladı hep bir ağızdan:

“Benim bir hayalci olduğumu söyleyebilirsin ama tek ben değilim

Umarım bir gün sen de bize katılırsın Ve dünya tek vücut olarak yaşar”

Gerçekten herkes tek vücut oldu bir anda ve konser boyunca devam etti.

Konserin ilk yarısı boyunca inşa edilen duvarda, sıra ‘Mother’a geldiğinde aramızda olmasa da yanımızda hissettiğimiz, hiç tanımasak da dostumuz gibi olan Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Mustafa Sarı’nın resimleri belirdi. Bu sırada “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganları çoktan 30 bin kişinin ağzından söylenmeye başlamıştı.

Roger Waters’ın Türkçe konuşmaya çabalaması, her şeye rağmen “bu konser  devlet teröründe hayatını kaybedenlere adanmış” cümlesini kurması alkış ve slogan tufanına sebep oldu.

Konserin duygulandıran tarafı bunlardı.

İlk yarı bittiğinde duvarda onlarca devlet terörüne kurban gitmiş, sağ veya sol ayırmaksızın, kapitalizm ya da sosyalizm gözüyle bakmadan devletin kah savaşa sürüklediği kah kendi eliyle ölüme götürdüğü insanların fotoğrafları yer aldı. Bu fotoğraflar ve bilgiler tamamen başkaları tarafından ekibe ulaştırılan fotoğraflardı. İçinde Hrant Dink de vardı, Adnan Menderes de.

Eminim bazıları “Mao ve Bush’u aynı kefeye koydu” ya da “Kapitalist markaların arasında orak-çekiç ne arıyordu” diye eleştirecek. Ama bunu siyasi görüşten bağımsız “kapitalist markalar ve devlet terörü” olarak okumak daha doğru olacaktır. Nasıl düşünürseniz düşünün insanların yaşam hakkına müdahale edilmesi bu şovun konusuydu. Keza babasına hasret duyan Waters ve çocuklara ait videoların yer aldığı bölüm tam da bunu anlatıyordu.

Her şarkı için ayrı ayrı hazırlanmış videolar, herkesin sonda beklediği ancak ilk şarkıda  duvara  gönderilen  uçak,  “Another  Brick  in  The  Wall”da  sahneye çıkan çocuklar konseri güzel kılan ayrıntılar oldu. Roger Waters, bir Nazi göndermesi yaparak kıyafetini ve kırmızı bantını ihmal etmedi.

Duvarın yıkılışı “Trial”da gerçekleşti. “Outside The Wall”un ardından seyircilere seslenen Roger Waters da, 2 saatten fazla süren bu şovu izleyenler 30 bin civarında izleyici de halinden oldukça memnundu. Konserin yine “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” ve “Bay Bay Diktatör” sloganlarıyla sona erdi.

Gecenin ardından kalanlar ise “hayatımızın konseri oldu” diyerek araç bulamadığı için Maslak’tan Zincirlukuyu’na yürüyen gençlik oldu.

*https://issuu.com/azizm/docs/edergiagustos2013

Bunu paylaş: