Adnan Adıvar ve Evrim Teorisi – Osman Bahadır

Adnan Adıvar ve Evrim Teorisi* 

Dr. Adnan Adıvar, 1944 yılında yayımlanan Tarih Boyunca İlim ve Din adlı eserinin bir bölümünü evrim teorisine ayırmıştı.

Dr. Adnan Adıvar (1882-1955), ünlü eseri Tarih Boyunca İlim ve Din (1944)’in, “Darwin ve Tekamül Nazariyesi – Evolution” başlıklı bölümünde (Cilt II, s. 35- 46), Darwin’in evrim teorisini ele almakta ve çeşitli yönleriyle bu teoriyi tanıtmaya çalışmaktadır. Adıvar, evrim teorisinin doğruluğundan şüphe duymak için hiçbir nedenin olmadığını söylemekle birlikte, bu teorinin türlerin değişimini açıklama yeteneği konusunda tereddütlü görünmektedir. Fakat onun bu tereddüdünün, Darwin’in bazı düşüncelerini ve doğal seçilim teorisini eksik ve farklı yorumlamaktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bölümden aldığımız aşağıdaki paragraf, Adıvar’ın Darwin’ci evrim teorisi konusundaki yaklaşımını özetleyici niteliktedir:

“Darwin’in bu nazariyesi, bugün bitaraf bir tenkid nazarı ile tetkik edilirse görülür ki, kendisi, nevilerde değişmeler için, tabii seçme hadisesine kuvvetle tutunmuş ve fakat nevilerin tahavvülü sebeplerini araştırmamıştır. Hatta bazı kere, kendisine çok garip ve izahı müşkül gelen tahavvülleri “tesadüf tahavvülleri” diye zikretmiştir. Fakat Darwin’in bu tabirden maksadı, bazı mektuplarından anlaşıldığına göre, sebebi malum olmayan değişmeler demektir. Hakikatte, tabii seçme faal bir prensip değil, münfail (edilgen) ve yalnızca diğer bir kuvvet ve prensip ile husule gelen uzviyetlerden hangisinin yaşayacağını, baki kalacağını seçen bir prensiptir.” (s. 41-42)

Her şeyden önce, türlerin değişiminin sebeplerini Darwin’in araştırmamış  olduğu iddiası doğru  değildir.  Tam  tersine  rahatlıkla  diyebiliriz  ki,  Darwin’in Türlerin Kökeni eseri çok büyük ölçüde türlerin değişiminin nedenlerinin saptanmasına ayrılmıştır. Ve Darwin düşünülebilecek veya saptanabilecek bütün nedenleri ortaya koymaya çalışmıştır.

Zaten doğal seçilim mekanizmasının çalışabilmesi için canlıların değişebilir olması gerekmektedir. Değişim olmasaydı doğal seçilim mekanizması da çalışamazdı. Darwin elbette çoğunlukla değişimin genel nedenleri üzerinde durmuştur. Fakat birçok durumda tek tek her bir canlı bireydeki değişimlerin olası nedenlerini de açıklamaya çalışmıştır. Tam olarak açıklayamadığı bazı değişimleri de henüz bilinmeyen etkenlere bağlamıştır. Darwin’in teorisinde rastlantının yeri çok önemsiz ve ikincil derecededir. Bunu da Darwin’in mektuplarına gerek duymadan, Türlerin Kökeni’nden anlayabiliyoruz.

Öte yandan Adıvar, doğal seçilim mekanizmasının da sadece bir yönünü (yok edici yönünü) görmektedir. Oysa doğal seçilim, hem yok edici, fakat hem de koruyucu, biriktirici ve değiştirici aktif bir mekanizmadır. Doğal seçilim, uyum yeteneği zayıf olan türü veya bireyi eler ama türdeki veya bireydeki olumlu özellikleri de korur ve biriktirir ve böylece canlıların değişerek çevreye uyum sağlayabilmesi imkânını da yaratır. Dolayısıyla değişim olduğu için doğal seçilim vardır ama doğal seçilim olduğu için de ayrıca değişim imkânı vardır. Ve mutasyon rastlantısaldır (şimdiki bilgilerimize göre) ama doğal seçilimde rastlantıya yer yoktur.

Dr. Adnan Adıvar, doğal seçilim mekanizmasını tüm yönleriyle ele almadığı için, esas olarak doğal seçilim yoluyla türlerin dönüşümü teorisi olan evrim teorisinin değeri ve imkânları konusunda da kesin bir kanaate varamamıştır.

*https://issuu.com/azizm/docs/edergitemmuz2011

Bunu paylaş: