Dünya Aydınlık Olsaydı Sanat Olmazdı! – Mustafa Balbay

Dünya Aydınlık Olsaydı Sanat Olmazdı!* 

Başlık, Albert Camus’nün sözü…

Sanat, yeryüzünde insanlığın, karanlığa karşı mücadelesinde en önemli güçlerden biri olmuştur. Sanatın bu gücünü bilen yöneticiler tarih boyunca iki yöntem arasında gidip gelmiştir:

 

1- Tamamen kendi kontrolü altına almak ve kullanmak. 2- Tümüyle yok saymak ve ortadan kaldırmak.

 

Bu iki yöntemin coğrafyası da yoktur. Hemen her yerde aynı yaklaşımla karşılaşmıştır sanatçılar. Ama ne olursa olsun, kaybetmiş gibi görünseler de kazanan hep onlar olmuştur.

 

Büyük sanatçılar için vatan ve zaman tartışması olmaz. Onlar nereye giderse gitsin, doğduğu toprağın insanıdır. Zaman kavramı da işlemez onlara. Hatta zaman geçtikçe tazelenirler.

Yeri geldikçe aktarmadan geçemediğim bir Çin sözüdür:

 

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan, ağaç dik.

Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan, toplumu eğit.

 

Buna benim kendimce bir ekim var:

Bin yıl sonrasını düşünüyorsan, sanatçı yetiştir.

 

***

 

Anadolu’nun en eski sanatçıları ozanlarımızın “söz sanatının” bütün inceliklerini kullanarak yazdıkları dörtlükler hala güncel değil mi? Yüzlerce yıl öncesinden bugüne ışık tutmuyorlar mı?

 

Yunus Emre’nin şu sözünden daha hümanist kaç söylem vardır: “Bir insanı incittinse, bu kıldığın namaz değil!”

 

Bugün Türkiye’de, dini araç, vahşi kapitalizmi haraç edinmiş bir iktidar var. Doğal olarak sanata karşı. Olsa olsa ne kadarını kullanabilirim diye bakıyor.

 

Ötesi batıyor. Hele birazcık gerçekleri söyleyen varsa, kendisine yeryüzünden köşe beğensin!

 

Hükümet kadrolarının sanata şaşı bakışı yetmiyormuş gibi, kimi sorumlu noktadaki sorumsuzlar, özel kurumların sanata olan desteğini bile yönlendirmeye girişebiliyorlar! “Onu değil bunu destekleyin” diye dayatıyorlar.

Şunu da en iyi iktidardakiler biliyor:

Sanata bulaşmış bir kişi, bağnazlaşamaz… Onu, körü körüne bir düşüncenin peşinden sürükleyemezsiniz…

 

***

Bu durumda ne yapmalı?

Sanatın gücüne inanan herkes, bütün gücüyle sanatı desteklemeli.

Evet, karanlığa sürükleniş var. Ama bu karamsarlığa sürüklememeli   bizi.

O zaman karanlığa biz davetiye çıkarmış oluruz.

Son gelişmeler, toplumsal mücadelenin bir dayanağının da sanat olduğunu gösterdi bize.

Resim sanatından söz sanatına, tiyatrodan müziğe her alanda sanat toplumla buluşmalı… Sanatın aydınlığı, yüzü karanlığa dönük herkesi kuşatmalı… Bir anlamda karanlığın kuşatmasını tersine çevirmeli…

 

Gelin; sadece sanatı sevmekle, sanatçılar zor duruma düşünce onları desteklemekle kalmayalım… Sanatla iç içe olmayı bir yaşam biçimi olarak yerleştirelim.

 

O gün kendimizi daha güçlü hissedeceğiz…

Sanatın ışığı boş sandalyeleri, salonları değil, insan yüzlerini aydınlatmak ister…

 

Not: Mustafa Balbay tutuklu olduğu için bu yazıyı Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Sayın Serdar Kızık’ın izniyle yayınlıyoruz.

*https://issuu.com/azizm/docs/ederginisan2009

Bunu paylaş: