Alaska’dan Meksika’ya Çiçekler Üzerinde Yolculuk – Özgür Keşaplı Didrickson

Alaska’dan Meksika’ya Çiçekler Üzerinde Yolculuk* 

Bugünlerde Alaska sırayla göçmen kuşlarını uğurluyor. Bunların en küçük ve en renklisi, yaklaşık 3,5 gram ağırlığında ve 9.5 cm boyundaki kızıl sinekkuşu (Selasphorus rufus). Yalnızca Amerika kıtalarında görülen ve yaklaşık 340 türü bulunan sinekkuşları arasında en kuzeyde üreyeni de o.

Sinekkuşları en hızlı metabolizmaya sahip canlılardan. Kalpleri dinlenme sırasında dakikada 250, uçarken 1200 kere atıyor! Başta nektar ve sinekle beslenen sinekkuşları hızlı metabolizmaları nedeniyle nerdeyse durmadan beslenmek zorundalar.  Çok hızlı uçtukları (saniyede 50-60 kere kanat çırpabiliyorlar) ve havada kanatlarını çırparak asılı kalma konusunda helikopter tasarımını etkileyecek kadar yetenekli oldukları için günde 1500 çiçekten nektar toplayabiliyorlar!

Göç sırasında birkaç kez konaklamak zorunda olan bu minik kuşun Alaska’nın ılıman yağmur ormanından Meksika’nın Sonoran çölüne kadar pek çok farklı coğrafyada nektar molası vererek, çiçekten çiçeğe polen ve gen akışı sağlamaları pek çok bitki ve hayvan için yaşamsal önem taşıyor.

Sinekkuşunun baharda Alaska’ya gelişi birçok kuş türünün yanı sıra ayıların da bolca yedikleri maviyemişin (Vaccinium cinsinden birkaç tür)  çiçek açtığı döneme denk geliyor.  Alaska yerlileri için de büyük önem taşıyan bu bitkinin tozlaşmasında kızıl sinekkuşunun önemli bir görevi olduğu düşünülüyor.

Bir uzun mesafe göçmeni olan kızıl sinekkuşunun vücut boyuna göre dünyanın en uzun göçünü yaptığı düşünülüyor.  Örneğin Alaskalı kuşçuların hala heyecanla sözettiği bir birey, 13 Ocak  2010’da Tallahassee’de (Florida) halkalandıktan sonra aynı yıl 28 Haziran’da Alaska’nın Chenega Körfezi’nde –en az 5700 km katettikten sonra – tekrar kaydedildi!

Sinekkuşlarının göç sırasında geçtikleri ve “nektar koridorları” denilen bölgeler tarım faaliyetleri ve yabancı bitkilerin istilası nedeniyle zarar görmüş durumda. Yaşam alanlarının üzerindeki bu tür tehditler, iklim değişikliği kaynaklı tehditlerle birlikte sinekkuşlarının sayısında azalmalara neden olabilir, hatta bazı popülasyonlar yok olabilir.

İklim değişikliğinin popülerliği nedeniyle gölgelenen yaşam alanı kaybının pek çok kuş türü için hala en acil önlem alınması gereken, en yıkıcı etkiye sahip tehdit olduğu düşünülüyor. Sevindirici olan yaşam alanları üzerindeki tehditlerin yine insan gücüyle ortadan kaldırabilecek oluşu. Tıpkı birçok kuş türü için yaşamsal önemi çalışmalarla kanıtlanmış olan ODTÜ ormanının içinden yol geçmesinin büyük ancak engellenebilir bir tehdit olması gibi.

Orman perilerine ilham vermiş gibi görünen bu minik, rengârenk, enerjik kuşları izlemek pek çok insanı büyülüyor.  Bu yüzden olsa gerek üredikleri, kışladıkları ve göç boyunca uğradıkları birçok yerde sinekkuşu festivalleri düzenleniyor. Alaska’da sinekkuşlarını ilk karşılayan Ketchikan’ının sinekkuşu festivali Nisan ayında yapılıyor.  Missisippi’deki sinekkuşu gözlemcileri ise 9–11 Eylül tarihlerinde bir başka sinekkuşu türünü (ruby-throated) Meksika Körfezi’ni yaklaşık 22 saat boyunca hiç durmadan uçarak geçeceği yolculuk öncesi çiçekleriyle besleyerek uğurlayacak.

*https://issuu.com/azizm/docs/edergikasim2011

Bunu paylaş: