Aydın Saka nom de guerre Piç Şair

Çocukların ana-babalarını hasbî biçimde takip ve taklit etmesinin yegâne nedeni külliyen beşeriyetlerinden kaynaklanıyor oluşudur. İşbu takip ve taklit meselesinin nihaî sonu ana-babadan birinin, bilhassa çocuğun kendi cinsinden olanın, ötekileştirilmesi ve diğerinin sahiplenmesi hasebiyle olmaktadır.

Edebiyat tarihimize şöyle bir göz attığımızda çokça meşhurumuzun çocuk, çokça yabancı meşhurun da ana-baba olduğunu görebilmek kabildir.

Meselâ ben de dâhil hiç kimse, herhâlde, Yahya Kemâl Beyatlı kadar Charles Baudelaire’in doğduğu evi, oyunlar oynadığı Luxembourg Bahçesi’ni, bir aralar yaşamış olduğu Pimoden Oteli’ni, öldüğü hastaneyi ve hattâ gömüldüğü Montparnasse Mezarlığı’nı ezbere bilmemektedir.

Yine ben de dâhil hiç kimse, herhâlde, Yahya Kemâl Beyatlı kadar Charles Baudelaire’i, Paul Verlaine’i, Théophile Guatier’i, Théodore de Banville’yi, Maurice Maeterlinck’i ve Stephen Mallarmé’yi; Necip Fazıl Kısakürek kadar Charles Baudelaire’i; Ahmet Muhip Dıranas kadar Arthur Rimbaud’yu ve Paul Verlaine’i; (…) “mîri” saymamıştır.

Yine ben de dâhil hiç kimse, herhâlde, “Gideceğim… demir al sallanarak ey gemi / O bilinmez ülkeye geldi yönelmek demi” demek yerine “Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan” demeyi; “Nasıl kumarbaz kumara / Nasıl şişesine sarhoş / Nasıl kurtlarına bir leş / Bağlandıysa – Lanet, sana / Ben de bağlandım o kadar” demek yerine “Ne hasta bekler sabahı / Ne taze ölüyü mezar / Ne de şeytan bir günahı / Seni beklediğim kadar” demeyi, “Ey karanlıklar, iç ferahlatan / Sırtüstü uzanıp / Örtülerinize sarınacağım” demek yerine “Islak bir yorgan biri sımsıkı bürüneyim / Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları” demeyi, “Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık / Akşam olsa diyorsun, işte oldu akşam” demek yerine “Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun, işte oldu akşam” demeyi, “Geçiyordum Seine Nehri kıyısından / Eski bir kitap koltuğumda” demek yerine “Geçtim bir akşam Sâdâbât’tan / Koltuğumda Nedim divanı” demeyi, (…) tercih etmemiştir.

İşbu yüzden duyurulur: Aydın Saka bir piçtir.

***

Görsel: Het puttertje (1654) – Carel Fabritius

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi146

Bunu paylaş: